015 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُواْ لَا تَوۡجَلۡ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَٰمٍ عَلِيمٖ ٥٣

(Onlar da) Demişlerdi ki: «Korkma, muhakkak seni ziyade bilgin bir oğul ile müjdeleriz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ أَبَشَّرۡتُمُونِي عَلَىٰٓ أَن مَّسَّنِيَ ٱلۡكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ ٥٤

Dedi ki: «Bana müjde verir misiniz ki, üzerime ihtiyarlık çökmüştür. Artık beni ne ile müjdeliyorsunuz?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالُواْ بَشَّرۡنَٰكَ بِٱلۡحَقِّ فَلَا تَكُن مِّنَ ٱلۡقَٰنِطِينَ ٥٥

Dediler ki: «Seni hak ile müjdeledik, artık sen ümitsizliğe düşmüş olanlardan olma.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ وَمَن يَقۡنَطُ مِن رَّحۡمَةِ رَبِّهِۦٓ إِلَّا ٱلضَّآلُّونَ ٥٦

Dedi ki: «Sapıtmışlardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümidini keser.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ فَمَا خَطۡبُكُمۡ أَيُّهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ ٥٧

Ve dedi ki: «Ey elçiler! Artık işiniz nedir?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالُوٓاْ إِنَّآ أُرۡسِلۡنَآ إِلَىٰ قَوۡمٖ مُّجۡرِمِينَ ٥٨

Dediler ki: «Muhakkak biz, mücrimler olan bir kavime gönderilmişizdir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِلَّآ ءَالَ لُوطٍ إِنَّا لَمُنَجُّوهُمۡ أَجۡمَعِينَ ٥٩

«Lût'un efrâd-ı ailesi müstesna. Şüphesiz ki, biz onların hepsini kurtaracağız.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِلَّا ٱمۡرَأَتَهُۥ قَدَّرۡنَآ إِنَّهَا لَمِنَ ٱلۡغَٰبِرِينَ ٦٠

Zevcesi başka, takdir ettik ki, muhakkak o, elbette (azapta) kalacaklardandır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَلَمَّا جَآءَ ءَالَ لُوطٍ ٱلۡمُرۡسَلُونَ ٦١

Vaktâ ki, gönderilmiş olanlar, Lût'un âl'ine geldiler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ إِنَّكُمۡ قَوۡمٞ مُّنكَرُونَ ٦٢

(Lut aleyhisselâm) Dedi ki: «Muhakkak siz, meçhul bir tâifesiniz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالُواْ بَلۡ جِئۡنَٰكَ بِمَا كَانُواْ فِيهِ يَمۡتَرُونَ ٦٣

(63-64) (Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik. Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu