بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

لِلْفُقَرَآءِ ٱلْمُهَٰجِرِينَ ٱلَّذِينَ أُخْرِجُواْ مِن دِيَٰرِهِمْ وَأَمْوَٰلِهِمْ يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ ٱللَّهِ وَرِضْوَٰنًا وَيَنصُرُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓۚ أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلصَّٰدِقُونَ ﴿٨

O fukara muhacirler için ki yurtlarından ve mallarından çıkarıldılar, Allah’dan bir fadıl ve rıdvan ararlar ve Allah’a ve Resulü’ne hizmet ederler, ta onlardır işte sadık olanlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yurtlarından ve mallarından çıkarılmış olan, Allah'tan bir lutuf ve rıza dileyen, Allah'ın dinine ve peygamberine yardım eden fakir muhacirler içindir. İşte bunlar, sadıkların kendileridir.

— İbni Kesir

Bu mallar özellikle, Allah’tan bir lütuf ve hoşnudluk ararken ve Allah’ın dinine ve peygamberine yardım ederken yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılan fakir muhacirlerindir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.

— Diyanet İşleri

(Bilhassa o reyi'), hicret eden fakirlere âiddir ki onlar Allahdan fazl (-u inayet) ve hoşnudluk ararlar ve Allaha ve peygamberine (mallariyle, canlariyle) yardım ederlerken yurdlarından ve mallarından (mahrum edilerek) çıkarılmışlardır. İşte bunlar saadıkların ta kendileridir.

— Hasan Basri Çantay

Allah'ın verdiği bu ganimet malları, yurtlarından ve mallarından çıkmış olan, Allah'tan bir lütuf ve rıza dileyen, Allah'ın dinine ve Peygamberine yardım eden fakir muhacirlerindir. İşte doğru olanlar bunlardır.

— Seyyid Kutub

AYARLAR