040 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يُنَادَوۡنَ لَمَقۡتُ ٱللَّهِ أَكۡبَرُ مِن مَّقۡتِكُمۡ أَنفُسَكُمۡ إِذۡ تُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلۡإِيمَٰنِ فَتَكۡفُرُونَ ١٠

O küfredenlere muhakkak şöyle bağırılacaktır: “Elbette Allah’ın buğzu sizin nefislerinize buğzunuzdan daha büyük, zira siz imana davet olunuyordunuz da küfrediyordunuz”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İnkar edenlere de bağrılır: «Allah'ın gazabı sizin birbirinize olan öfkenizden daha büyüktür. Zira siz imana çağrıldığınızda inkar ederdiniz.»

– Seyyid Kutub

İnkar edenler var ya, muhakkak onlara: "Allah'ın (size) gazabı, sizin kendinize olan gazabınızdan daha büyüktür. Çünkü siz imana çağırılırdınız da inkar ederdiniz" diye seslenilir.

– Diyanet İşleri

قَالُواْ رَبَّنَآ أَمَتَّنَا ٱثۡنَتَيۡنِ وَأَحۡيَيۡتَنَا ٱثۡنَتَيۡنِ فَٱعۡتَرَفۡنَا بِذُنُوبِنَا فَهَلۡ إِلَىٰ خُرُوجٖ مِّن سَبِيلٖ ١١

Diyecekler ki: “Yâ Rab! Bizi iki öldürdün iki de dirilttin, şimdi günahlarımızı anladık fakat var mı çıkmaya bir yol?”

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dediler ki: «Rabbimiz, bizi iki kez öldürdün ve iki kez dirilttin. Günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi şu ateşten çıkmak için bize bir yol var mı?»

– Seyyid Kutub

Onlar da şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi iki defa öldürdün, iki defa da dirilttin. Günahlarımızı kabulleniyoruz. Şimdi (bu ateşten) bir çıkış yolu var mı?"

– Diyanet İşleri

ذَٰلِكُم بِأَنَّهُۥٓ إِذَا دُعِيَ ٱللَّهُ وَحۡدَهُۥ كَفَرۡتُمۡ وَإِن يُشۡرَكۡ بِهِۦ تُؤۡمِنُواْۚ فَٱلۡحُكۡمُ لِلَّهِ ٱلۡعَلِيِّ ٱلۡكَبِيرِ ١٢

İşte bu size şu yüzdendir ki bir olarak Allah’a çağrıldığında küfrettiniz, O’na şirk koşulunca ise iman ediyordunuz, işte hüküm O ulu, O büyük Allah’ın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlara «Bu duruma düşmenizin sebebi şudur: Tek Allah'a çağrıldığınız zaman inkar ederdiniz. O'na ortak koşulunca inanırdınız. Artık hüküm yüce ve büyük Allah'ındır.»

– Seyyid Kutub

"Bu, sizin tevhid çerçevesinde Allah'a çağrıldığında inkar etmeniz, O'na ortak koşulduğunda ise inanmanız sebebiyledir. Artık hüküm yüce ve büyük Allah'a aittir."

– Diyanet İşleri

هُوَ ٱلَّذِي يُرِيكُمۡ ءَايَٰتِهِۦ وَيُنَزِّلُ لَكُم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ رِزۡقٗاۚ وَمَا يَتَذَكَّرُ إِلَّا مَن يُنِيبُ ١٣

O’dur ki size âyetlerini gösteriyor ve sizin için semâdan bir rızık indiriyor, fakat ancak gönül veren anlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Size mucizelerini gösteren, size gökten rızık indiren O'dur. Allah'a yönelenden başkası ibret almaz.

– Seyyid Kutub

O, size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indirendir. Ancak O'na yönelen, düşünüp ibret alır.

– Diyanet İşleri

فَٱدۡعُواْ ٱللَّهَ مُخۡلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡكَٰفِرُونَ ١٤

O hâlde siz, dini Allah için hâlis kılarak hep O’na çağırın, isterse kâfirler hoşlanmasınlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey inananlar! Kafirlerin hoşuna gitmese de siz, dini yalnız Allah'a halis kılarak O'na çağırın.

– Seyyid Kutub

O halde, kâfirlerin hoşuna gitmese de, siz dini Allah'a has kılarak O'na ibadet edin.

– Diyanet İşleri

رَفِيعُ ٱلدَّرَجَٰتِ ذُو ٱلۡعَرۡشِ يُلۡقِي ٱلرُّوحَ مِنۡ أَمۡرِهِۦ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦ لِيُنذِرَ يَوۡمَ ٱلتَّلَاقِ ١٥

O dereceleri yüksek, Arş’ın sâhibi telâkī gününün dehşetini haber vermek için kullarından dilediğine rûh indiriyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Arş sahibi, varlıkların en yücesi olan Allah, kavuşma gününü ihtar etmek için kullarından dilediğine emriyle vahyi indirir.

– Seyyid Kutub

O, dereceleri hakkıyla yükseltendir, Arş'ın sahibidir. Buluşma günü hakkında (insanları) uyarmak için, irâdesiyle ilgili vahyi kullarından dilediğine, kendi indirir.

– Diyanet İşleri

يَوۡمَ هُم بَٰرِزُونَۖ لَا يَخۡفَىٰ عَلَى ٱللَّهِ مِنۡهُمۡ شَيۡءٞۚ لِّمَنِ ٱلۡمُلۡكُ ٱلۡيَوۡمَۖ لِلَّهِ ٱلۡوَٰحِدِ ٱلۡقَهَّارِ ١٦

O günün ki onlar meydana fırlarlar, kendilerinden hiçbir şey Allah’a karşı gizlenmez. Kimin mülk bugün? O Vâhid, Kahhâr Allah’ın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün onlar meydana çıkarlar; onların hiçbir şeyi Allah'a gizli kalmaz. «Bugün hükümranlık kimindir?» denir. Hepsi «Gücü her şeye yeten tek Allah'ındır» derler.

– Seyyid Kutub

O gün onlar ortaya çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah'a gizli kalmaz. Bugün mülk (hükümranlık) kimindir? Tek olan, her şeyi kudret ve hâkimiyeti altında tutan Allah'ındır

– Diyanet İşleri

ٱلۡيَوۡمَ تُجۡزَىٰ كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡۚ لَا ظُلۡمَ ٱلۡيَوۡمَۚ إِنَّ ٱللَّهَ سَرِيعُ ٱلۡحِسَابِ ١٧

Bugün her nefis kazandığı ile cezâlanacak, zulüm yok bugün, şüphesiz ki Allah’ın hesâbı serîʿdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bugün herkese, kazandığının karşılığı verilir. Bugün haksızlık yoktur. Doğrusu Allah, hesabı çabuk görendir.

– Seyyid Kutub

Bugün herkese kazandığının karşılığı verilir. Bugün asla zulüm yoktur. Şüphesiz Allah hesabı çabuk görendir.

– Diyanet İşleri

وَأَنذِرۡهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡأٓزِفَةِ إِذِ ٱلۡقُلُوبُ لَدَى ٱلۡحَنَاجِرِ كَٰظِمِينَۚ مَا لِلظَّٰلِمِينَ مِنۡ حَمِيمٖ وَلَا شَفِيعٖ يُطَاعُ ١٨

Hem haber ver onlara o yaklaşan felâket gününü: O dem ki yürekler gırtlaklara dayanmış yutkunur da yutkunurlar. Zâlimler için ne ısınacak bir hısım vardır ne dinlenecek bir şefîʿ.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey Muhammed! Onları yüreklerin ağıza geleceği, tasadan yutkunacakları yaklaşan Kıyamet günü ile uyar. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenecek şefaatçisi olur.

– Seyyid Kutub

Yaklaşmakta olan gün konusunda onları uyar. O gün yürekler gam ve tasa ile dolu, (sanki) gırtlaklara dayanmıştır. Zalimlerin ne sıcak bir dostu, ne de sözü dinlenir bir şefaatçisi vardır.

– Diyanet İşleri

يَعۡلَمُ خَآئِنَةَ ٱلۡأَعۡيُنِ وَمَا تُخۡفِي ٱلصُّدُورُ ١٩

Gözlerin hain bakışını da bilir, gönüllerin gizlediğini de.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah gözlerin hainliğini ve gönüllerin gizlediğini bilir.

– Seyyid Kutub

Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.

– Diyanet İşleri

وَٱللَّهُ يَقۡضِي بِٱلۡحَقِّۖ وَٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِهِۦ لَا يَقۡضُونَ بِشَيۡءٍۗ إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡبَصِيرُ ٢٠

Allah hakkı yerine getirir, onların O’ndan başka yalvardıkları ise hiçbir şeyi yerine getiremezler, çünkü Allah’tır hakkıyla işiten, gören.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah adaletle hükmeder. O'ndan başka çağırdıkları tanrılar ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Çünkü işiten, gören yalnız Allah'tır.

– Seyyid Kutub

Allah hak ve adâletle hükmeder. Allah'tan başka taptıkları ise hiçbir hükümde bulunamazlar. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu