بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
كـَلَّآۖ إِذَا دُكَّتِ ٱلۡأَرۡضُ دَكّٗا دَكّٗا ٢١
Hayır hayır, Arz “dekken dekkâ” düzlendiği
Hayır, yer çarpılıp paralandığı zaman,
Hayır, yeryüzü (kıyamet sarsıntısıyla) parça parça olup dağıldığı zaman,
وَجَآءَ رَبُّكَ وَٱلۡمَلَكُ صَفّٗا صَفّٗا ٢٢
ve Rabbinin emri gelip melek “saffen saffâ” dizildiği vakit
Melekler sıra sıra dizilip, Rabbinin buyruğu gelince,
Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?
وَجِاْيٓءَ يَوۡمَئِذِۭ بِجَهَنَّمَۚ يَوۡمَئِذٖ يَتَذَكَّرُ ٱلۡإِنسَٰنُ وَأَنَّىٰ لَهُ ٱلذِّكۡرَىٰ ٢٣
ki cehennem de o gün getirilmiştir, o insan o gün anlar, fakat o anlamadan ona ne fâide?
Ki cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insan anlar, ancak artık anlamanın kendisine ne faydası var?
Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?
يَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي قَدَّمۡتُ لِحَيَاتِي ٢٤
“Ah” der; “nolurdu ben önce hayâtım için (sağlığımda hayırlar) takdim etmiş olsa idim”.
O zaman insan, 'Ah keşke ben bu hayatım için önceden iyi işler yapıp gönderseydim' der.
"Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım" der.
فَيَوۡمَئِذٖ لَّا يُعَذِّبُ عَذَابَهُۥٓ أَحَدٞ ٢٥
Artık o gün onun ettiği azâbı kimse edemez
O gün O'nun yapacağı azabı kimse yapamaz.
Artık o gün, Allah'ın edeceği azabı kimse edemez.
وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُۥٓ أَحَدٞ ٢٦
ve onun vurduğu bağı kimse vuramaz.
O'nun vuracağı bağı hiç kimse vuramaz.
Onun vuracağı bağı kimse vuramaz.
يَٰٓأَيَّتُهَا ٱلنَّفۡسُ ٱلۡمُطۡمَئِنَّةُ ٢٧
Ey o Rabbine mutî‘ olan nefs-i mutma’inne!
Ey huzura eren nefis!
(Allah şöyle der:) "Ey huzur içinde olan nefis!"
ٱرۡجِعِيٓ إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةٗ مَّرۡضِيَّةٗ ٢٨
Sen dön O Rabbine hem râziye olarak hem marziyye de
Razı edici ve razı edilmiş olarak Rabbine dön.
"Sen O'ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!"
فَٱدۡخُلِي فِي عِبَٰدِي ٢٩
gir kullarım içine
İyi kullarım arasına katıl.
"(İyi) kullarımın arasına gir."
وَٱدۡخُلِي جَنَّتِي ٣٠
gir cennetime.
Cennetime gir.
"Cennetime gir."