Sûrenin Adı
Bu surenin adı, içindeki bir ayetten alınmamış, fakat birçok peygamberin (enbiya) kıssasına değindiği için "Enbiya" adını almıştır. Bununla birlikte yine de sembolik bir isimdir.
Nüzul Zamanı
Hem surede ele alınan konu, hem de üslûbu, surenin Hz. Peygamber'in (s.a) Mekke hayatının üçüncü safhasında indirildiğini göstermektedir. (Bkz. En'am Suresi'nin giriş bölümü).
Konu ve Başlıklar
Sure, indirildiği dönemde Hz. Peygamber (s.a) ile Mekke'nin ileri gelenleri arasında gündemde olan çatışmaları ele alır ve peygamberler, tehvid ve ahiret ile ilgili şüphe ve itirazları cevaplandırır. Surede aynı zamanda Mekke'nin ileri gelenleri de Peygamber'e (s.a) kurdukları tuzaklar nedeniyle azarlanmakta ve kötü amellerinin sonuçları ile uyarılmaktadırlar. Onlara davete karşı takındıkları ilgisiz ve sert tutumdan vazgeçmeleri tavsiye edilmektedir. Surenin sonunda ise onların "bela ve felaket" diye niteledikleri kimsenin onlara "bir rahmet" olarak geldiği söylenmektedir.
Anafikirler
1-47. ayetlerde özellikle aşağıdaki konular ele alınmaktadır:
Kafirlerin, bir insanın peygamber olamıyacağı, bu nedenle de Hz. Muhammed'i (s.a) peygamber olarak kabul edemiyecekleri konusundaki itirazları reddedilmektedir.
Kur'an'a ve Peygamber'e (s.a) karşı yönelttikleri birbirine karşıt ve çok çeşitli itirazlar nedeniyle, kafirler sorguya çekilmektedir.
Onların hayat hakkındaki yanlış fikirlerinin asılsız olduğu ortaya konmaktadır. Çünkü onların Peygamber'in (s.a) davetine karşı ilgisiz ve sert bir tavır takınmalarının asıl sorumlusu bu hayat görüşüdür. Onlar, hayatın sadece bir oyun ve eğlence olduğuna, bunun ötesinde ve öncesinde hiçbir amacının olmadığına ve hesaba çekilme, ceza veya mükafat görme gibi bir şeyin sözkonusu olmadığına inanıyorlardı.
Kafirlerle Peygamber (s.a) arasındaki çatışmanın en büyük sebebi onların şirkte ısrar etmesi ve Tevhid'e karşı çıkmalarıydı. Bu nedenle burada şirk reddedilmekte ve Tevhid güçlü ve etkili delillerle desteklenmektedir.
Kafirlerin hatalı anlayışlarından birini daha düzeltmek için ikna ve uyarı delilleri kullanılmaktadır. Onlar, Hz. Muhammed'in (s.a) yalancı peygamber ve onun Allah'ın azabı konusundaki uyarılarının boş tehditler olduğunu zannediyorlardı. Çünkü Peygamber'i (s.a) inkarda ısrar etmelerine rağmen hâlâ onlara bir azab gelmemişti. 48-91. Ayetlerde, Allah tarafından gönderilen peygamberlerin hepsinin insan olduğunu ve peygamberlere özgü bazı özellikler dışında, hepsinin her insanda bulunan niteliklere sahip olduğunu vurgularcasına peygamberlerin hayat hikayelerinden önemli kıssalar anlatılmaktadır. Onların ilâhlıkta hiçbir payları yoktur ve her ihtiyaçları için Allah'dan yardım dilemek zorundadırlar.
Bunların yanısıra iki noktaya daha değinilmektedir:
Bütün peygamberler, zorluk ve engellerle karşı karşıya gelmek zorunda kalmışlardır, düşmanları da onların görevlerini engellemek için ellerinden geleni yapmışlardır. Fakat buna rağmen onlar Allah'tan gelen olağanüstü bir yardımla zafere ulaşmışlardır.
Bütün Peygamberler, Hz.Muhammed (s.a) tarafından sunulan aynı "hayat tarzı"nı (DİN) tebliğ etmişlerdir. Tek doğru hayat tarzı budur ve sapık insanlar tarafından uydurulup icad edilen tüm diğer yollar yanlıştır.
92-106. ayetlerde, Allah'ın hükmü sonunda sadece doğru yola uyanların kurtuluşa erecekleri ve o yoldan sapanların kötü bir akibetle karşılaşacakları bildirilmektedir.
107-112. ayetlerde insanlara, Allah'ın gerçeği bildirmek üzere kendilerine bir peygamber göndermesinin büyük bir lütuf olacağı ve onu rahmet olarak değil de, bir bela ve felaket olarak kabul edenlerin büyük bir aptallık içinde oldukları bildirilmektedir.
Kaynak: Mevdûdî - Tefhimu'l Kur'an