021 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَآ أَرۡسَلۡنَا قَبۡلَكَ إِلَّا رِجَالٗا نُّوحِيٓ إِلَيۡهِمۡۖ فَسۡـَٔلُوٓاْ أَهۡلَ ٱلذِّكۡرِ إِن كُنتُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ ٧

Senden evvel de başka değil ancak kendilerine vahiy gönderdiğimiz birtakım ricâl gönderdik, haydin zikir ehline sorun bilmiyorsanız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Bilmiyorsanız şayet zikir ehline sorun.

– Seyyid Kutub

Senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz bir takım erkekleri peygamber gönderdik. Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun.

– Diyanet İşleri

وَمَا جَعَلۡنَٰهُمۡ جَسَدٗا لَّا يَأۡكُلُونَ ٱلطَّعَامَ وَمَا كَانُواْ خَٰلِدِينَ ٨

Biz onları hem yemek yemez bir cesed yapmadık, hem de muhalled değildirler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz onları yemek yemez organizmalar olarak yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi.

– Seyyid Kutub

Biz onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi.

– Diyanet İşleri

ثُمَّ صَدَقۡنَٰهُمُ ٱلۡوَعۡدَ فَأَنجَيۡنَٰهُمۡ وَمَن نَّشَآءُ وَأَهۡلَكۡنَا ٱلۡمُسۡرِفِينَ ٩

Sonra onlara olan vaade sâdık olduk da kendilerini ve dilediklerimizi necâta çıkarıp müsrifleri helâk ettik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra sözümüzü tutarak onları ve dilediğimiz kimseleri kurtararak ölçülerimizi çiğneyen azgınları yokettik.

– Seyyid Kutub

Sonra onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik. Kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık. Haddi aşanları ise helak ettik.

– Diyanet İşleri

لَقَدۡ أَنزَلۡنَآ إِلَيۡكُمۡ كِتَٰبٗا فِيهِ ذِكۡرُكُمۡۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ ١٠

Şânım hakkı için size bir kitap indirdik ki bütün şânınız onda, hâlâ akıllanmayacak mısınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki, size namınızı yücelten, öğütler içeren bir kitap indirdik. Buna aklınız ermiyor mu?

– Seyyid Kutub

Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?

– Diyanet İşleri

وَكَمۡ قَصَمۡنَا مِن قَرۡيَةٖ كَانَتۡ ظَالِمَةٗ وَأَنشَأۡنَا بَعۡدَهَا قَوۡمًا ءَاخَرِينَ ١١

Hâlbuki biz zulmetmekte olan nice memleket kırdık geçirdik, ve arkasından diğerlerini başka bir kavim olarak neş’et ettirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Halkları zalim olan nice şehri kırıp geçirdik de arkasından başka halklar ortaya çıkardık.

– Seyyid Kutub

Biz zulmetmekte olan nice memleket kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka başka toplumlar meydana getirdik.

– Diyanet İşleri

فَلَمَّآ أَحَسُّواْ بَأۡسَنَآ إِذَا هُم مِّنۡهَا يَرۡكُضُونَ ١٢

Be’simizi hissettikleri vakit, hemen oradan üzengi tepiyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu zalimler azabımızın gelip çattığını farkettiklerinde derhal şehirlerinden kaçmaya koyuluyorlardı.

– Seyyid Kutub

Onlar azabımızı hissedince hemen oradan süratle kaçıyorlardı.

– Diyanet İşleri

لَا تَرۡكُضُواْ وَٱرۡجِعُوٓاْ إِلَىٰ مَآ أُتۡرِفۡتُمۡ فِيهِ وَمَسَٰكِنِكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تُسۡـَٔلُونَ ١٣

“Yok” dedik, “tepinmeyin, dönün o içinde şımartıldığınız şeylere ve meskenlerinize, ki sorguya çekileceksiniz”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kaçmayınız, sizi baştan çıkaran nimetlere ve evlerinize dönünüz ki, sorguya çekileceksiniz!

– Seyyid Kutub

Onlara, "Kaçmayın, o içinde şımartıldığınız bolluğa ve yurtlarınıza dönün. Çünkü sorulacaksınız" denildi.

– Diyanet İşleri

قَالُواْ يَٰوَيۡلَنَآ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ ١٤

“Vay bizlere: Bizler cidden zâlimler idik” dediler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eyvahlar olsun! Biz gerçekten kendimize zulmetmişiz dediler.

– Seyyid Kutub

"Eyvah bizlere! Bizler gerçekten zalim kimseler idik" dediler.

– Diyanet İşleri

فَمَا زَالَت تِّلۡكَ دَعۡوَىٰهُمۡ حَتَّىٰ جَعَلۡنَٰهُمۡ حَصِيدًا خَٰمِدِينَ ١٥

Artık bütün davaları bu oldu kaldı, nihâyet onları öyle yaptık ki biçildiler, söndüler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar böyle vahlanıp dururken biz kendilerini biçilmiş ekinler gibi cansız yere seriverdik.

– Seyyid Kutub

Biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ateş gibi yapıncaya kadar bu feryatları devam etti.

– Diyanet İşleri

وَمَا خَلَقۡنَا ٱلسَّمَآءَ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَا لَٰعِبِينَ ١٦

Biz o göğü ve yeri oyunculuk etmek üzere yaratmadık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz göğü, yeri ve ikisi arasındaki varlıkları oyun olsun diye yaratmadık.

– Seyyid Kutub

Biz yeri, göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık.

– Diyanet İşleri

لَوۡ أَرَدۡنَآ أَن نَّتَّخِذَ لَهۡوٗا لَّٱتَّخَذۡنَٰهُ مِن لَّدُنَّآ إِن كُنَّا فَٰعِلِينَ ١٧

Eğer bir eğlence ittihaz etmiş olsa idik onu kendi ledünnümüzden ittihaz ederdik, yapacak olsa idik öyle yapardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, özümüzden kaynaklanan bir eğlence edinirdik. Yapacak olsak böyle yapardık.

– Seyyid Kutub

Eğer bir eğlence edinmek isteseydik onu kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık böyle yapardık.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu