021 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَا هَٰذِهِ ٱلتَّمَاثِيلُ ٱلَّتِيٓ أَنتُمۡ لَهَا عَٰكِفُونَ ٥٢

O vakit ki babasına ve kavmine “ne bu başına toplanıp durduğunuz temâsîl?” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani O babasına ve soydaşlarına «Şu karşılarında saygı duruşu yaptığınız heykeller nedir?» dedi.

– Seyyid Kutub

Hani o babasına ve kavmine, "Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?" demişti.

– Diyanet İşleri

قَالُواْ وَجَدۡنَآ ءَابَآءَنَا لَهَا عَٰبِدِينَ ٥٣

“Atalarımızı bunlara ibadet ediyor bulduk dediler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar da «Babalarımızı onlara tapar bulduk» dediler.

– Seyyid Kutub

"Babalarımızı bunlara ibadet ediyor bulduk" dediler.

– Diyanet İşleri

قَالَ لَقَدۡ كُنتُمۡ أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُمۡ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ ٥٤

“Kasem olsun ki” dedi, “siz de atalarınız da açık bir dalâl içindesiniz”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İbrahim «Gerek siz, gerekse babalarınız gerçekten koyu bir sapıklığa düşmüşsünüz» dedi.

– Seyyid Kutub

İbrahim, "Andolsun, Siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالُوٓاْ أَجِئۡتَنَا بِٱلۡحَقِّ أَمۡ أَنتَ مِنَ ٱللَّٰعِبِينَ ٥٥

Dediler: “Ciddi mi söylüyorsun, yoksa sen şakacılardan mısın?”

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar: “Sen bize gerçeği mi getirdin, yoksa şaka mı ediyorsun?” dediler.

– Seyyid Kutub

"Bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen bizimle eğleniyor musun?" dediler.

– Diyanet İşleri

قَالَ بَل رَّبُّكُمۡ رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ ٱلَّذِي فَطَرَهُنَّ وَأَنَا۠ عَلَىٰ ذَٰلِكُم مِّنَ ٱلشَّٰهِدِينَ ٥٦

“Doğrusu” dedi, “Rabbiniz o göklerin ve yerin Rabbidir ki onları yaratmıştır ve ben buna şehadet edenlerdenim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İbrahim dedi ki; «Hayır, Rabb'iniz göklerin ve yerin Rabb'idir, onları yoktan vareden O'dur. Ben bu gerçeğin tanıklarından biriyim.»

– Seyyid Kutub

İbrahim dedi ki: "Hayır! Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir. O bunları yaratandır ve ben de buna şahitlik edenlerdenim."

– Diyanet İşleri

وَتَٱللَّهِ لَأَكِيدَنَّ أَصۡنَٰمَكُم بَعۡدَ أَن تُوَلُّواْ مُدۡبِرِينَ ٥٧

Ve tallahi siz dönüp gittikten sonra putlarınıza lâbüd bir tedbir yapacağım”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Vallahi siz arkanızı dönüp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım, bir komplo düzenleyeceğim.

– Seyyid Kutub

Allah'a yemin ederim ki, siz arkanızı dönüp gittikten sonra ben putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım.

– Diyanet İşleri

فَجَعَلَهُمۡ جُذَٰذًا إِلَّا كَبِيرٗا لَّهُمۡ لَعَلَّهُمۡ إِلَيۡهِ يَرۡجِعُونَ ٥٨

Derken onları parça parça etti, ancak bir büyüklerini bıraktı ki belki ona müracaat ederler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Arkasından o putları kırıp parça parça etti, fakat bilgisine (!) başvursunlar diye en büyük putu sağlam bıraktı.

– Seyyid Kutub

Derken (İbrahim) belki kendisine başvururlar diye içlerinden bir büyüğü bırakarak onları (putları) paramparça etti.

– Diyanet İşleri

قَالُواْ مَن فَعَلَ هَٰذَا بِـَٔالِهَتِنَآ إِنَّهُۥ لَمِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ ٥٩

“Bunu bizim ilâhlarımıza kim yapmış? Her hâlde o zâlimlerden biri” dediler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Soydaşları «Bu işi ilahlarımıza kim yaptı? Kim yaptı ise o gerçekten bir zalimdir» dediler.

– Seyyid Kutub

Onlar, "Kim yaptı bunu tanrılarımıza! Muhakkak o zalimlerden biridir" dediler.

– Diyanet İşleri

قَالُواْ سَمِعۡنَا فَتٗى يَذۡكُرُهُمۡ يُقَالُ لَهُۥٓ إِبۡرَٰهِيمُ ٦٠

“Bir delikanlı işittik, bunları anıyor, adına İbrâhim deniyormuş” dediler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Duyduğumuza göre 'İbrahim adında bir delikanlı bu ilahlarımıza dil uzatıyordu' dediler.

– Seyyid Kutub

(İçlerinden bazıları), "İbrahim denilen bir gencin onları diline doladığını duyduk" dediler.

– Diyanet İşleri

قَالُواْ فَأۡتُواْ بِهِۦ عَلَىٰٓ أَعۡيُنِ ٱلنَّاسِ لَعَلَّهُمۡ يَشۡهَدُونَ ٦١

“Haydin” dediler, “getirin onu nâsın gözleri önüne belki şehadet ederler”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O halde onu yakalayıp halkın karşısına getiriniz ki, herkes bu suçunun tanığı olsun dediler.

– Seyyid Kutub

(Bir kısmı da) "O halde haydi, onu insanların gözü önüne getirin. Belki (bu konuda) şahitlik ederler" dediler.

– Diyanet İşleri

قَالُوٓاْ ءَأَنتَ فَعَلۡتَ هَٰذَا بِـَٔالِهَتِنَا يَٰٓإِبۡرَٰهِيمُ ٦٢

Dediler: “Sen mi yaptın bunu ilâhlarımıza yâ İbrâhim?”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Soydaşları O'na «Ey İbrahim, bu işi ilahlarımıza sen mi yaptın?» dediler.

– Seyyid Kutub

(İbrahim gelince) "Sen mi yaptın bunu ilahlarımıza ey İbrahim" dediler.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu