021 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَا يُسۡـَٔلُ عَمَّا يَفۡعَلُ وَهُمۡ يُسۡـَٔلُونَ ٢٣

O yaptığından mes’ul olmaz onlar ise mes’uldürler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَمِ ٱتَّخَذُواْ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةٗۖ قُلۡ هَاتُواْ بُرۡهَٰنَكُمۡۖ هَٰذَا ذِكۡرُ مَن مَّعِيَ وَذِكۡرُ مَن قَبۡلِيۚ بَلۡ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ ٱلۡحَقَّۖ فَهُم مُّعۡرِضُونَ ٢٤

Yoksa O’ndan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: “Haydi getirin burhânınızı, işte benimle beraber olanların zikri ve benden evvelkilerin zikri.” Fakat çokları hakkı bilmezler de onun için iʿrâz ederler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَآ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ مِن رَّسُولٍ إِلَّا نُوحِيٓ إِلَيۡهِ أَنَّهُۥ لَآ إِلَٰهَ إِلَّآ أَنَا۠ فَٱعۡبُدُونِ ٢٥

Senden evvel hiçbir resul göndermedik ki ona şöyle vahyetmiş olmayalım: “Hakikat bu: Benden başka ilâh yoktur, onun için hep Bana ibadet edin”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَلَدٗاۗ سُبۡحَٰنَهُۥۚ بَلۡ عِبَادٞ مُّكۡرَمُونَ ٢٦

Böyle iken dediler ki: “Rahmân veled ittihaz etti”; tenzih O Sübhân’a, doğrusu onlar ikram olunmuş kullardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَا يَسۡبِقُونَهُۥ بِٱلۡقَوۡلِ وَهُم بِأَمۡرِهِۦ يَعۡمَلُونَ ٢٧

O’nun sözünün önüne geçmezler, hep O’nun emriyle hareket ederler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَعۡلَمُ مَا بَيۡنَ أَيۡدِيهِمۡ وَمَا خَلۡفَهُمۡ وَلَا يَشۡفَعُونَ إِلَّا لِمَنِ ٱرۡتَضَىٰ وَهُم مِّنۡ خَشۡيَتِهِۦ مُشۡفِقُونَ ٢٨

O onların önlerindekini arkalarındakini bilir ve onlar O’nun rızâ verdiği kimselerden başkasına şefaat etmezler, ve hepsi O’nun haşyetinden titrerler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

۞ وَمَن يَقُلۡ مِنۡهُمۡ إِنِّيٓ إِلَٰهٞ مِّن دُونِهِۦ فَذَٰلِكَ نَجۡزِيهِ جَهَنَّمَۚ كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلظَّٰلِمِينَ ٢٩

Ve içlerinden her kim “ben O’ndan başka bir ilâhım” derse, Biz ona cehennemi cezâ veririz, zâlimleri Biz böyle cezâlandırırız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَوَلَمۡ يَرَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَنَّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ كَانَتَا رَتۡقٗا فَفَتَقۡنَٰهُمَاۖ وَجَعَلۡنَا مِنَ ٱلۡمَآءِ كُلَّ شَيۡءٍ حَيٍّۚ أَفَلَا يُؤۡمِنُونَ ٣٠

Ya o küfredenler görmediler de mi ki semâvât ü Arz bitişik idiler de Biz onları ayırdık. Hayâtı olan her şeyi sudan yaptık, hâlâ inanmıyorlar mı?

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَجَعَلۡنَا فِي ٱلۡأَرۡضِ رَوَٰسِيَ أَن تَمِيدَ بِهِمۡ وَجَعَلۡنَا فِيهَا فِجَاجٗا سُبُلٗا لَّعَلَّهُمۡ يَهۡتَدُونَ ٣١

Arz’da da onları çalkalar diye baskılar oturttuk, hem onda bol bol açıklıklar yaptık ki doğru gidebilsinler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَجَعَلۡنَا ٱلسَّمَآءَ سَقۡفٗا مَّحۡفُوظٗاۖ وَهُمۡ عَنۡ ءَايَٰتِهَا مُعۡرِضُونَ ٣٢

Semâyı da mahfuz bir sakf yaptık. Onlar ise O’nun âyetlerinden yüz çeviriyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَهُوَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلَّيۡلَ وَٱلنَّهَارَ وَٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَۖ كُلّٞ فِي فَلَكٖ يَسۡبَحُونَ ٣٣

Hâlbuki O, O Hâlık ki geceyi, gündüzü ve Şems ü Kamer’i yaratmış, bütün o ecrâm her biri birer felekte yüzüyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu