044 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَنَعۡمَةٖ كَانُواْ فِيهَا فَٰكِهِينَ ٢٧

ve içinde sefa sürdükleri ne nimet ve refah...

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

كَذَٰلِكَۖ وَأَوۡرَثۡنَٰهَا قَوۡمًا ءَاخَرِينَ ٢٨

Evet öyle (oldu) ve onları hep başka bir topluluğa miras kıldık!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَمَا بَكَتۡ عَلَيۡهِمُ ٱلسَّمَآءُ وَٱلۡأَرۡضُ وَمَا كَانُواْ مُنظَرِينَ ٢٩

Sonuçta ne gök ağladı üzerlerine, ne yer; ne de kendilerine bir mühlet verildi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَلَقَدۡ نَجَّيۡنَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ مِنَ ٱلۡعَذَابِ ٱلۡمُهِينِ ٣٠

Andolsun ki, İsrail oğullarını o horlayıcı azaptan kurtarmıştık

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

مِن فِرۡعَوۡنَۚ إِنَّهُۥ كَانَ عَالِيٗا مِّنَ ٱلۡمُسۡرِفِينَ ٣١

Firavun'dan, çünkü o haddi aşanlardan bir üstündü.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَلَقَدِ ٱخۡتَرۡنَٰهُمۡ عَلَىٰ عِلۡمٍ عَلَى ٱلۡعَٰلَمِينَ ٣٢

Andolsun ki Biz onları bilerek bütün milletler üzerine seçip tercih etmiştik.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَءَاتَيۡنَٰهُم مِّنَ ٱلۡأٓيَٰتِ مَا فِيهِ بَلَٰٓؤٞاْ مُّبِينٌ ٣٣

Ve onlara mucizelerden içinde apaçık bir imtihan bulunan nimetler vermiştik.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَيَقُولُونَ ٣٤

Fakat şu (beriki) kafirler diyorlar ki:

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنۡ هِيَ إِلَّا مَوۡتَتُنَا ٱلۡأُولَىٰ وَمَا نَحۡنُ بِمُنشَرِينَ ٣٥

«ilk ölümümüzden başka birşey yoktur. Biz yeniden diriltilecek değiliz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَأۡتُواْ بِـَٔابَآئِنَآ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ ٣٦

Haydi getirin babalarımızı, doğru (söyleyen kimseler) iseniz.»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَهُمۡ خَيۡرٌ أَمۡ قَوۡمُ تُبَّعٖ وَٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ أَهۡلَكۡنَٰهُمۡۚ إِنَّهُمۡ كَانُواْ مُجۡرِمِينَ ٣٧

Onlar mı hayırlı, yoksa Tubba kavmi ve onlardan öncekiler mi? Onların hepsini helak ettik, çünkü suçlu idiler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu