085 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلۡبُرُوجِ ١

(1-2) Andolsun burçlar sahibi olan göğe. Ve mev'ud olan güne.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡمَوۡعُودِ ٢

(1-2) Andolsun burçlar sahibi olan göğe. Ve mev'ud olan güne.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَشَاهِدٖ وَمَشۡهُودٖ ٣

(3-4) Ve şehâdet eden ve şehâdet olunana. Hendeklerin sahipleri mel'un bulunmuştur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

قُتِلَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡأُخۡدُودِ ٤

(3-4) Ve şehâdet eden ve şehâdet olunana. Hendeklerin sahipleri mel'un bulunmuştur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ٱلنَّارِ ذَاتِ ٱلۡوَقُودِ ٥

(5-6) Şiddetli tutuşturulmuş ateş (sahipleri). O vakit ki, onlar onun üzerine oturucu idiler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِذۡ هُمۡ عَلَيۡهَا قُعُودٞ ٦

(5-6) Şiddetli tutuşturulmuş ateş (sahipleri). O vakit ki, onlar onun üzerine oturucu idiler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَهُمۡ عَلَىٰ مَا يَفۡعَلُونَ بِٱلۡمُؤۡمِنِينَ شُهُودٞ ٧

(7-8) Ve onlar, mü'minlere yapar olduklarını seyrediciler idi. Ve bunlardan intikam almaları da, bunların azîz, hamîd olan Allah'a imân etmiş olmalarından başka bir şey için değildi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَا نَقَمُواْ مِنۡهُمۡ إِلَّآ أَن يُؤۡمِنُواْ بِٱللَّهِ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡحَمِيدِ ٨

(7-8) Ve onlar, mü'minlere yapar olduklarını seyrediciler idi. Ve bunlardan intikam almaları da, bunların azîz, hamîd olan Allah'a imân etmiş olmalarından başka bir şey için değildi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ٱلَّذِي لَهُۥ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ شَهِيدٌ ٩

O (Allah'a) ki, göklerin ve yerin mülkü O'na aittir ve Allah her şey üzerine şahittir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ ٱلَّذِينَ فَتَنُواْ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ ثُمَّ لَمۡ يَتُوبُواْ فَلَهُمۡ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمۡ عَذَابُ ٱلۡحَرِيقِ ١٠

Muhakkak o kimseler ki, mü'minleri ve mü'mineleri belaya düşürmüşlerdir, sonra da tevbe etmemişlerdir. Artık onlar için cehennem azabı ve onlar için yangın azabı vardır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu