085 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمۡ جَنَّٰتٞ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۚ ذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡكَبِيرُ ١١

Şüphe yok ki, imân etmiş ve sâlih sâlih amellerde bulunmuş kimseler için de altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Bu ise pek büyük bir kurtuluştur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ بَطۡشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ ١٢

Şüphesiz ki Rabbinin kavrayıp tutuşu pek şiddetlidir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّهُۥ هُوَ يُبۡدِئُ وَيُعِيدُ ١٣

Muhakkak ki O'dur, bidâyeten yaratır ve iade eder olan O'dur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَهُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلۡوَدُودُ ١٤

Ve çok bağışlayan, çok seven O'dur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ذُو ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡمَجِيدُ ١٥

Arş'ın Azîmüşşan sahibidir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَعَّالٞ لِّمَا يُرِيدُ ١٦

Dilediğini hakkıyla yapandır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلۡجُنُودِ ١٧

(17-18) Sana o orduların haberi geldi mi? Fir'avun ile Semûd'un (haberi)?

– Ömer Nasuhi Bilmen

فِرۡعَوۡنَ وَثَمُودَ ١٨

(17-18) Sana o orduların haberi geldi mi? Fir'avun ile Semûd'un (haberi)?

– Ömer Nasuhi Bilmen

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي تَكۡذِيبٖ ١٩

Fakat kâfir olan kimseler, tekzîp etmektedirler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱللَّهُ مِن وَرَآئِهِم مُّحِيطُۢ ٢٠

Halbuki Allah, arkalarından kuşatıcıdır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

بَلۡ هُوَ قُرۡءَانٞ مَّجِيدٞ ٢١

Hayır o, (tekzîb ettikleri) şeref ve kadri pek büyük olan bir Kur'an'dır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu