090 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ فِي كَبَدٍ ٤

Doğrusu biz, insanı bir meşakkat içinde yarattık.

– Ali Fikri Yavuz

أَيَحۡسَبُ أَن لَّن يَقۡدِرَ عَلَيۡهِ أَحَدٞ ٥

O, kendisine karşı, asla kimse güç yetiremez mi sanıyor?

– Ali Fikri Yavuz

يَقُولُ أَهۡلَكۡتُ مَالٗا لُّبَدًا ٦

Diyor ki, “- (Peygambere düşmanlık uğruna) yığın yığın mal harcadım.”

– Ali Fikri Yavuz

أَيَحۡسَبُ أَن لَّمۡ يَرَهُۥٓ أَحَدٌ ٧

Onu, kimsenin görmediğini mi zannediyor?

– Ali Fikri Yavuz

أَلَمۡ نَجۡعَل لَّهُۥ عَيۡنَيۡنِ ٨

Biz, ona vermedik mi iki göz,

– Ali Fikri Yavuz

وَلِسَانٗا وَشَفَتَيۡنِ ٩

Bir dil ve iki dudak?

– Ali Fikri Yavuz

وَهَدَيۡنَٰهُ ٱلنَّجۡدَيۡنِ ١٠

Bir de ona, (hak ve bâtılı) iki yol gösterdik.

– Ali Fikri Yavuz

فَلَا ٱقۡتَحَمَ ٱلۡعَقَبَةَ ١١

Fakat o, çetin işe atılmadı, (kendisine verilen bunca nimetlere şükretmedi).

– Ali Fikri Yavuz

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا ٱلۡعَقَبَةُ ١٢

Bildin mi, o çetin iş ne?

– Ali Fikri Yavuz

فَكُّ رَقَبَةٍ ١٣

O, köle azad etmektir.

– Ali Fikri Yavuz

أَوۡ إِطۡعَٰمٞ فِي يَوۡمٖ ذِي مَسۡغَبَةٖ ١٤

Yahud şiddetli bir açlık gününde yemek yedirmektir.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu