بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِذْ قِيلَ لَهُمُ ٱسْكُنُواْ هَٰذِهِ ٱلْقَرْيَةَ وَكُلُواْ مِنْهَا حَيْثُ شِئْتُمْ وَقُولُواْ حِطَّةٌ وَٱدْخُلُواْ ٱلْبَابَ سُجَّدًا نَّغْفِرْ لَكُمْ خَطِيٓـَٰٔتِكُمْۚ سَنَزِيدُ ٱلْمُحْسِنِينَ ﴿١٦١

Hani onlara denilmişti ki: Şu şehirde oturun, dilediğiniz gibi yeyin, için. «Affet» deyin ve kapısından secde ederek girin ki; yanılmalarınızı bağışlayalım. İhsan edenlere daha da arttıracağız.

— İbni Kesir

AYARLAR