بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

۞ وَوَٰعَدۡنَا مُوسَىٰ ثَلَٰثِينَ لَيۡلَةٗ وَأَتۡمَمۡنَٰهَا بِعَشۡرٖ فَتَمَّ مِيقَٰتُ رَبِّهِۦٓ أَرۡبَعِينَ لَيۡلَةٗۚ وَقَالَ مُوسَىٰ لِأَخِيهِ هَٰرُونَ ٱخۡلُفۡنِي فِي قَوۡمِي وَأَصۡلِحۡ وَلَا تَتَّبِعۡ سَبِيلَ ٱلۡمُفۡسِدِينَ ١٤٢

Biz, Mûsa’ya otuz gün (Oruç tutmasına karşılık kendisine Tevrat’ı vereceğimizi, yahut kendisiyle konuşacağımızı) vâdettik; ve ona bir on (gün) daha ilâve ettik. Böylece Rabbinin tayin ettiği vakit kırk gece (gün) olarak tamamlandı. Mûsa, kardeşi Harûn’a şöyle dedi: “- Kavmimin içinde yerimi tut ve onların hallerini düzeltmeğe çalış da fesad çıkaranların yoluna gitme.”

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00