بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَيُكَلِّمُ ٱلنَّاسَ فِي ٱلۡمَهۡدِ وَكَهۡلٗا وَمِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ ٤٦
Ve yine, hem beşikte iken, hem de yetişkinken insanlara söz söyliyecek olduğunu ve salihlerden bulunduğunu sana Allah müjdeliyor.
قَالَتۡ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي وَلَدٞ وَلَمۡ يَمۡسَسۡنِي بَشَرٞۖ قَالَ كَذَٰلِكِ ٱللَّهُ يَخۡلُقُ مَا يَشَآءُۚ إِذَا قَضَىٰٓ أَمۡرٗا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ ٤٧
Meryem: “- Ey Rabbim, bana bir insan dokunmamışken nerden benim bir çocuğum olabilir?” dedi. Allah şöyle buyurdu: “- Doğrudur, sana bir kimse dokunmamıştır, fakat Allahü Tealâ dilediğini yaratır ve O, bir şeyi murad edince ona sadece “ol” der, o hemen oluverir.”
وَيُعَلِّمُهُ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَٱلتَّوۡرَىٰةَ وَٱلۡإِنجِيلَ ٤٨
Allah ona (Hz. Îsa’ya) yazı yazmayı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretecek.
وَرَسُولًا إِلَىٰ بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ أَنِّي قَدۡ جِئۡتُكُم بِـَٔايَةٖ مِّن رَّبِّكُمۡ أَنِّيٓ أَخۡلُقُ لَكُم مِّنَ ٱلطِّينِ كَهَيۡـَٔةِ ٱلطَّيۡرِ فَأَنفُخُ فِيهِ فَيَكُونُ طَيۡرَۢا بِإِذۡنِ ٱللَّهِۖ وَأُبۡرِئُ ٱلۡأَكۡمَهَ وَٱلۡأَبۡرَصَ وَأُحۡيِ ٱلۡمَوۡتَىٰ بِإِذۡنِ ٱللَّهِۖ وَأُنَبِّئُكُم بِمَا تَأۡكُلُونَ وَمَا تَدَّخِرُونَ فِي بُيُوتِكُمۡۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لَّكُمۡ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ ٤٩
O’nu İsrailoğullarına peygamber olarak gönderecek ve onlara şöyle diyecektir; “- Cidden, ben Rabbinizden bir mûcize ile geldim. Ben, size çamurdan kuş biçiminde bir taslak yapar ona üfürürüm, Allah’ın izniyle hemen bir kuş oluverir. Yine Allah’ın izniyle anadan doğma körü ve abraşı da iyi ederim, ölüleri diriltirim; evlerinizde ne yiyor ve ne biriktiriyorsanız size haber veririm. Elbette bu mûcizelerde size (peygamberliğimi isbat eden) deliller ve alâmetler vardır, eğer iman ederseniz...
وَمُصَدِّقٗا لِّمَا بَيۡنَ يَدَيَّ مِنَ ٱلتَّوۡرَىٰةِ وَلِأُحِلَّ لَكُم بَعۡضَ ٱلَّذِي حُرِّمَ عَلَيۡكُمۡۚ وَجِئۡتُكُم بِـَٔايَةٖ مِّن رَّبِّكُمۡ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ٥٠
Hem önümdekini (Tevrat’ı) tasdik edici olarak, hem de size haram edilen içyağı ve deve eti gibi bazı şeyleri size helâl kılmak için geldim; ve size peygamberliğimi tasdik eden bir mûcize getirdim. Artık Allah’dan korkun ve bana itaat edin.
إِنَّ ٱللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمۡ فَٱعۡبُدُوهُۚ هَٰذَا صِرَٰطٞ مُّسۡتَقِيمٞ ٥١
Şüphe yok ki Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse, ona ibadet edin. İşte bu doğru yoldur.”
۞ فَلَمَّآ أَحَسَّ عِيسَىٰ مِنۡهُمُ ٱلۡكُفۡرَ قَالَ مَنۡ أَنصَارِيٓ إِلَى ٱللَّهِۖ قَالَ ٱلۡحَوَارِيُّونَ نَحۡنُ أَنصَارُ ٱللَّهِ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَٱشۡهَدۡ بِأَنَّا مُسۡلِمُونَ ٥٢
Vaktaki İsa Yahudi’lerden küfrü hissedip anladı, şöyle dedi:”- Allah yolunda bana yardım edecekler kimdir?” Havarîler= Îsa’ya bağlılar, şöyle dediler: “- Biziz, Allah dininin yardımcıları, Allah’a iman ettik; ve sen şâhit ol ki, biz gerçek müslümanlarız.”
رَبَّنَآ ءَامَنَّا بِمَآ أَنزَلۡتَ وَٱتَّبَعۡنَا ٱلرَّسُولَ فَٱكۡتُبۡنَا مَعَ ٱلشَّٰهِدِينَ ٥٣
Ey Rabbimiz, indirdiğin İncil’e iman ettik ve peygamberin Îsa’ya tâbi olduk. Artık bizi, birliğini ve peygamberlerini tasdik eden şâhitlerle beraber yaz.”
وَمَكَرُواْ وَمَكَرَ ٱللَّهُۖ وَٱللَّهُ خَيۡرُ ٱلۡمَٰكِرِينَ ٥٤
Yahudiler, (Îsâ’yı öldürmek için) hileye saptılar. Allah’da (Îsa’yı göğe kaldırıp kendilerinden, Îsa’ya benziyen birini hilekârlarına öldürtmekle onlara) hile yaptı, ceza verdi. Allah fenalığa karşı ceza verenlerin en kuvvetlisidir.
إِذۡ قَالَ ٱللَّهُ يَٰعِيسَىٰٓ إِنِّي مُتَوَفِّيكَ وَرَافِعُكَ إِلَيَّ وَمُطَهِّرُكَ مِنَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَجَاعِلُ ٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُوكَ فَوۡقَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِۖ ثُمَّ إِلَيَّ مَرۡجِعُكُمۡ فَأَحۡكُمُ بَيۡنَكُمۡ فِيمَا كُنتُمۡ فِيهِ تَخۡتَلِفُونَ ٥٥
O vakit Allah şöyle buyurdu: “- Ey İsâ! Şüphe yok ki seni, (ecelin bitince) öldüreceğim, seni bana yükselteceğim, seni küfredenlerin içinden tertemiz kurtaracağım ve sana bağlı olanları, kıyamet gününe kadar küfredenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz de yalnız banadır. O vakit ihtilâf ettiğiniz şeyler hakkında aranızdaki hükmü ben vereceğim.
فَأَمَّا ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فَأُعَذِّبُهُمۡ عَذَابٗا شَدِيدٗا فِي ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِ وَمَا لَهُم مِّن نَّٰصِرِينَ ٥٦
O kâfir olanlara gelince, ben onları dünyada da, ahirette de en şiddetli bir azâp ile cezalandıracağım ve onları azâptan kurtarmak için yardım edicilerden hiç kimse yoktur.