بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي يَنۡهَىٰ ٩

Baksana o nehyedene.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gördün mü şu men edeni.

– Seyyid Kutub

(9-10) Sen, namaz kıldığında kulu (bundan) engelleyeni gördün mü?

– Diyanet İşleri

عَبۡدًا إِذَا صَلَّىٰٓ ١٠

Bir kulu namaz kıldığında.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Namaz kılarken bir kulu.

– Seyyid Kutub

(9-10) Sen, namaz kıldığında kulu (bundan) engelleyeni gördün mü?

– Diyanet İşleri

أَرَءَيۡتَ إِن كَانَ عَلَى ٱلۡهُدَىٰٓ ١١

Baksana o hidayet üzere giderse.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gördün mü, ya o kul doğru yolda ise.

– Seyyid Kutub

(11-12) Ne dersin, ya o (engellenen kul) hidâyet üzere ise; ya da takvayı (Allah’a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyorsa?

– Diyanet İşleri

أَوۡ أَمَرَ بِٱلتَّقۡوَىٰٓ ١٢

Yâhud takva ile emrederse fenâ mı?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yahut kötülüklerden sakınmayı emrederse.

– Seyyid Kutub

(11-12) Ne dersin, ya o (engellenen kul) hidâyet üzere ise; ya da takvayı (Allah’a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyorsa?

– Diyanet İşleri

أَرَءَيۡتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰٓ ١٣

Baksana tekzîb eder, aksine giderse iyi mi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gördün mü, ya bu adam yalanlar, yüz çevirirse.

– Seyyid Kutub

Ne dersin engelleyen, Peygamberi yalanlamış ve yüz çevirmişse!?

– Diyanet İşleri

أَلَمۡ يَعۡلَم بِأَنَّ ٱللَّهَ يَرَىٰ ١٤

Her halde Allah’ın görüyorduğunu bilmiyor mu?

– Elmalılı Hamdi Yazır

O, Allah'ın gördüğünü bilmiyor mu?

– Seyyid Kutub

O Allah’ın, her şeyi gördüğünü bilmiyor mu?

– Diyanet İşleri

كـَلَّا لَئِن لَّمۡ يَنتَهِ لَنَسۡفَعَۢا بِٱلنَّاصِيَةِ ١٥

Sakın, Celâlim Hakkı için eğer (akıllanıp) vaz geçmezse muhakkak sürükleyeceğiz elbet biz o alnı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır eğer bundan vazgeçmezse onu perçeminden yakalarız.

– Seyyid Kutub

(15-16) Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.

– Diyanet İşleri

نَاصِيَةٖ كَٰذِبَةٍ خَاطِئَةٖ ١٦

Yalancı, câni bir alnı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O yalancı günahkar perçeminden.

– Seyyid Kutub

(15-16) Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.

– Diyanet İşleri

فَلۡيَدۡعُ نَادِيَهُۥ ١٧

O vakit çağırsın o kurultayını, meclisini.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O zaman gitsin de taraftarlarını çağırsın.

– Seyyid Kutub

Haydi, taraftarlarını çağırsın.

– Diyanet İşleri

سَنَدۡعُ ٱلزَّبَانِيَةَ ١٨

Biz, çağıracağız zebanileri.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz de zebanileri çağıracağız.

– Seyyid Kutub

Biz de zebânileri çağıracağız.

– Diyanet İşleri

كـَلَّا لَا تُطِعۡهُ وَٱسۡجُدۡۤ وَٱقۡتَرِب۩ ١٩

Sakın onu dinleme de secde et ve yaklaş.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır ona boyun eğme. Rabbine secde et ve yaklaş.

– Seyyid Kutub

Hayır! Sakın sen ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu