بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَيَوْمَ يُعْرَضُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ عَلَى ٱلنَّارِ أَذْهَبْتُمْ طَيِّبَٰتِكُمْ فِى حَيَاتِكُمُ ٱلدُّنْيَا وَٱسْتَمْتَعْتُم بِهَا فَٱلْيَوْمَ تُجْزَوْنَ عَذَابَ ٱلْهُونِ بِمَا كُنتُمْ تَسْتَكْبِرُونَ فِى ٱلْأَرْضِ بِغَيْرِ ٱلْحَقِّ وَبِمَا كُنتُمْ تَفْسُقُونَ ﴿٢٠

Kâfirlere, ateşin karşısına (getirilerek) gösterileceği gün, (denilir ki) «Siz bütün zevkleri (nizi) dünyâ hayatınız içinde (yaşayıb) bitirdiniz. Bunlarla safa sürdünüz. İşte yer (yüzün) de haksız yere kibirlenmekde ve fısk (-u fücûr) a sapmakda olmanıza mukaabil bugün horluk azâbiyle cezalandırılacaksınız».

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR