بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

أَرَءَيْتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰٓ ﴿١٣

Gördün mü; ya yalan saydı ve yüz çevirdi ise?

— İbni Kesir

أَلَمْ يَعْلَم بِأَنَّ ٱللَّهَ يَرَىٰ ﴿١٤

Bilmez mi ki; Allah gerçekten görmektedir?

— İbni Kesir

كَلَّا لَئِن لَّمْ يَنتَهِ لَنَسْفَعًۢا بِٱلنَّاصِيَةِ ﴿١٥

Ama bundan vazgeçmezse; andolsun ki; onu alnından tutup sürükleriz.

— İbni Kesir

نَاصِيَةٍ كَٰذِبَةٍ خَاطِئَةٍ ﴿١٦

Yalancı, günahkar alnından.

— İbni Kesir

فَلْيَدْعُ نَادِيَهُۥ ﴿١٧

Öyleyse topluluğunu çağırsın dursun.

— İbni Kesir

سَنَدْعُ ٱلزَّبَانِيَةَ ﴿١٨

Biz de zebanileri çağırırız.

— İbni Kesir

كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَٱسْجُدْ وَٱقْتَرِب۩ ﴿١٩

Sakın, sen ona uyma. Secde et ve yaklaş.

— İbni Kesir

AYARLAR