بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَوۡ أَمَرَ بِٱلتَّقۡوَىٰٓ ١٢

Yâhud takva ile emrederse fenâ mı?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Veya takvayı emrettiyse?

– İbni Kesir

(11-12) Ne dersin, ya o (engellenen kul) hidâyet üzere ise; ya da takvayı (Allah’a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyorsa?

– Diyanet İşleri

Yahud takvayı emretdiyse,

– Hasan Basri Çantay

Yahut kötülüklerden sakınmayı emrederse.

– Seyyid Kutub

أَرَءَيۡتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰٓ ١٣

Baksana tekzîb eder, aksine giderse iyi mi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gördün mü; ya yalan saydı ve yüz çevirdi ise?

– İbni Kesir

Ne dersin engelleyen, Peygamberi yalanlamış ve yüz çevirmişse!?

– Diyanet İşleri

gördün mü? Ya (öbürü hakkı) yalan saydı, (îmandan) yüz çevirdi ise...

– Hasan Basri Çantay

Gördün mü, ya bu adam yalanlar, yüz çevirirse.

– Seyyid Kutub

أَلَمۡ يَعۡلَم بِأَنَّ ٱللَّهَ يَرَىٰ ١٤

Her halde Allah’ın görüyorduğunu bilmiyor mu?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bilmez mi ki; Allah gerçekten görmektedir?

– İbni Kesir

O Allah’ın, her şeyi gördüğünü bilmiyor mu?

– Diyanet İşleri

(O adam) Allahın muhakkak (herşey'i) görüb durduğunu hiç de bitmemiş mi

– Hasan Basri Çantay

O, Allah'ın gördüğünü bilmiyor mu?

– Seyyid Kutub

كـَلَّا لَئِن لَّمۡ يَنتَهِ لَنَسۡفَعَۢا بِٱلنَّاصِيَةِ ١٥

Sakın, Celâlim Hakkı için eğer (akıllanıp) vaz geçmezse muhakkak sürükleyeceğiz elbet biz o alnı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ama bundan vazgeçmezse; andolsun ki; onu alnından tutup sürükleriz.

– İbni Kesir

(15-16) Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.

– Diyanet İşleri

(Böyle şeylerden) sakınsın o. Eğer (küfründen) vaz geçmezse, andolsun, onu aln (ının saç) ından tutub (cehenneme) sürükleriz,

– Hasan Basri Çantay

Hayır eğer bundan vazgeçmezse onu perçeminden yakalarız.

– Seyyid Kutub

نَاصِيَةٖ كَٰذِبَةٍ خَاطِئَةٖ ١٦

Yalancı, câni bir alnı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yalancı, günahkar alnından.

– İbni Kesir

(15-16) Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.

– Diyanet İşleri

(Ya'nî) yalancı, günahkâr aln (ının saç) ından.

– Hasan Basri Çantay

O yalancı günahkar perçeminden.

– Seyyid Kutub

فَلۡيَدۡعُ نَادِيَهُۥ ١٧

O vakit çağırsın o kurultayını, meclisini.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse topluluğunu çağırsın dursun.

– İbni Kesir

Haydi, taraftarlarını çağırsın.

– Diyanet İşleri

O vakit (durmasın) meclisini da'vet etsin!

– Hasan Basri Çantay

O zaman gitsin de taraftarlarını çağırsın.

– Seyyid Kutub

سَنَدۡعُ ٱلزَّبَانِيَةَ ١٨

Biz, çağıracağız zebanileri.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz de zebanileri çağırırız.

– İbni Kesir

Biz de zebânileri çağıracağız.

– Diyanet İşleri

Biz (de) zebanileri çağırırız.

– Hasan Basri Çantay

Biz de zebanileri çağıracağız.

– Seyyid Kutub

كـَلَّا لَا تُطِعۡهُ وَٱسۡجُدۡۤ وَٱقۡتَرِب۩ ١٩

Sakın onu dinleme de secde et ve yaklaş.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sakın, sen ona uyma. Secde et ve yaklaş.

– İbni Kesir

Hayır! Sakın sen ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş.

– Diyanet İşleri

Sakın (Habîbim) ona boyun eğme. Secde et. Yaklaş.

– Hasan Basri Çantay

Hayır ona boyun eğme. Rabbine secde et ve yaklaş.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu