بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَوَضَعۡنَا عَنكَ وِزۡرَكَ ٢
Ve indirmedik mi senden o bârını?
Yükünü üzerinden atmadık mı?
(2-3) Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?
Senden yükünü de (kaldırıb) atdık.
Yükünü üzerinden almadık mı?
ٱلَّذِيٓ أَنقَضَ ظَهۡرَكَ ٣
Ki zâr etmişti bütün zahrını?
Ki o senin belini bükmüştü.
(2-3) Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?
(Öyle yükdü ki o) senin sırtına ağır gelmiş, (kemiklerini gıcırdatmış) dı.
Ki o belini bükmüştü,
وَرَفَعۡنَا لَكَ ذِكۡرَكَ ٤
Ve yükseltmedik mi senin zikrini.
Ve senin şanını yükseltmedik mi?
Senin şânını yükseltmedik mi?
Senin nâmına da yükseltdik.
Senin şanını yüceltmedik mi?
فَإِنَّ مَعَ ٱلۡعُسۡرِ يُسۡرًا ٥
Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık var.
Muhakkak ki güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Demek, hakıykaten güçlükle beraber kolaylık var.
Muhakkak ki her güçlükle beraber bir kolaylık vardır,
إِنَّ مَعَ ٱلۡعُسۡرِ يُسۡرٗا ٦
Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var.
Elbette güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Muhakkak güdükle beraber kolaylık var.
Gerçekten güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
فَإِذَا فَرَغۡتَ فَٱنصَبۡ ٧
O halde boşaldın mı yine kalk yorul.
Öyleyse boş kaldın mı hemen koyul,
Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.
O halde boş kaldın mı hemen yorul.
Öyleyse bir işi bitirince diğerine giriş,
وَإِلَىٰ رَبِّكَ فَٱرۡغَب ٨
Ve ancak Rabb’ine rağbet et, hep ona doğrul.
Ve Rabbına koş.
Ancak Rabbine yönel ve yalvar.
Ve (her işinde) ancak Rabbine sarıl.
Ümit edeceğini Rabbinden iste.