بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلْقَمَرِ إِذَا تَلَىٰهَا ﴿٢

Ardından gelmekte olan aya.

— İbni Kesir

وَٱلنَّهَارِ إِذَا جَلَّىٰهَا ﴿٣

Onu açığa çıkardığında gündüze,

— İbni Kesir

وَٱلَّيْلِ إِذَا يَغْشَىٰهَا ﴿٤

Örtüp bürüdüğünde geceye,

— İbni Kesir

وَٱلسَّمَآءِ وَمَا بَنَىٰهَا ﴿٥

Göğe ve onu bina edene,

— İbni Kesir

وَٱلْأَرْضِ وَمَا طَحَىٰهَا ﴿٦

Yere ve onu yayana,

— İbni Kesir

وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّىٰهَا ﴿٧

Nefse ve onu düzenleyene,

— İbni Kesir

فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَىٰهَا ﴿٨

Sonra da ona, hem kötülüğü hem de takvayı ilham edene,

— İbni Kesir

قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّىٰهَا ﴿٩

Onu arıtan, gerçekten felaha ermiştir,

— İbni Kesir

وَقَدْ خَابَ مَن دَسَّىٰهَا ﴿١٠

Ve onu örtüp kirleten ise muhakkak ziyana uğramıştır.

— İbni Kesir

كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَىٰهَآ ﴿١١

Semud, azgınlığı yüzünden yalanladı.

— İbni Kesir

إِذِ ٱنۢبَعَثَ أَشْقَىٰهَا ﴿١٢

En azgınları ileri tıldığında.

— İbni Kesir

AYARLAR