بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَقَدْ خَابَ مَن دَسَّىٰهَا ﴿١٠

Ve onu örtüp kirleten ise muhakkak ziyana uğramıştır.

— İbni Kesir

كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَىٰهَآ ﴿١١

Semud, azgınlığı yüzünden yalanladı.

— İbni Kesir

إِذِ ٱنۢبَعَثَ أَشْقَىٰهَا ﴿١٢

En azgınları ileri tıldığında.

— İbni Kesir

فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ ٱللَّهِ نَاقَةَ ٱللَّهِ وَسُقْيَٰهَا ﴿١٣

Allah'ın peygamberi onlara: Allah'ın devesi ve onun su hakkı, demişti.

— İbni Kesir

فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُم بِذَنۢبِهِمْ فَسَوَّىٰهَا ﴿١٤

Fakat onu yalanladılar ve derken deveyi kestiler. Bunu üzerine günahları sebebiyle Rabbları onları kırıp geçirerek yerle bir etti.

— İbni Kesir

وَلَا يَخَافُ عُقْبَٰهَا ﴿١٥

Bunun sonundan hiç korkmayarak.

— İbni Kesir

AYARLAR