بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
ثُمَّ كَانَ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَتَوَاصَوۡاْ بِٱلصَّبۡرِ وَتَوَاصَوۡاْ بِٱلۡمَرۡحَمَةِ ١٧
Sonra olmadı o iman edip de sabra vasiyyetleşen ve merhamete vasiyyetleşenlerden.
Sonra da iman edenlerden, birbirine sabrı tavsiye, merhameti tavsiye edenlerden olmaktır.
(17-18) Sonra da iman edenlerden olup birbirine sabrı tavsiye edenlerden, birbirine merhameti tavsiye edenlerden olanlar var ya, işte onlar Ahiret mutluluğuna erenlerdir.
Sonra da (o sarp yokuşu aşıb geçerken) îman edenlerden, birbirlerine sabr (-u sebat) ı tavsiye, (halka) merhameti tavsiye edenlerden olmakdır.
Sonra inanıp birbirlerine sabır tavsiye eden ve merhamet tavsiye edenlerden olmak.
أُوْلَٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَيۡمَنَةِ ١٨
Ki onlardır işte meymenet sahibleri (Ashab-ı meymene).
İşte bunlar, sağcılardır.
(17-18) Sonra da iman edenlerden olup birbirine sabrı tavsiye edenlerden, birbirine merhameti tavsiye edenlerden olanlar var ya, işte onlar Ahiret mutluluğuna erenlerdir.
İşte bunlar sağcılardır.
İşte bunlar amel defterleri sağdan verilenlerdir.
وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِنَا هُمۡ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَشۡـَٔمَةِ ١٩
Âyetlerimize küfr edenler ise onlardır işte: Şeâmet sahibleri (Ashab-ı meşeme).
Ayetlerimize küfredenler ise, solcuların kendileridir.
Âyetlerimizi inkâr edenler ise; kötülüğe batmış kimselerdir.
Âyetlerimize küfredenler ise solcuların tâ kendileridir.
Ayetlerimizi inkar edenler. İşte onlar amel defterleri soldan verilenlerdir.
عَلَيۡهِمۡ نَارٞ مُّؤۡصَدَةُۢ ٢٠
Üzerlerine bir ateş bastırılıp kapıları kapanacak.
Onlara sımsıkı kapatılmış bir ateş vardır.
Üzerlerinde etrafı sımsıkı kapatılmış bir ateş vardır.
Ki (onların cezası) üzerlerine kapıları sımsıkı kapatılmış bir ateşdir.
Onlar her yönden ateşe kapatılacaklardır.