بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمِنَ ٱلْأَعْرَابِ مَن يَتَّخِذُ مَا يُنفِقُ مَغْرَمًا وَيَتَرَبَّصُ بِكُمُ ٱلدَّوَآئِرَۚ عَلَيْهِمْ دَآئِرَةُ ٱلسَّوْءِۗ وَٱللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ٩٨

Bedevilerden öyleleri de vardır ki; infak edeceğini angarya sayar ve sizin başınıza belalar gelmesini bekler. Belalar kendi başlarına olsun. Va Allah; Semi'dir, Alim'dir.

– İbni Kesir

وَمِنَ ٱلْأَعْرَابِ مَن يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَيَتَّخِذُ مَا يُنفِقُ قُرُبَٰتٍ عِندَ ٱللَّهِ وَصَلَوَٰتِ ٱلرَّسُولِۚ أَلَآ إِنَّهَا قُرْبَةٌ لَّهُمْۚ سَيُدْخِلُهُمُ ٱللَّهُ فِى رَحْمَتِهِۦٓۗ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ٩٩

Bedevilerden öyleleri de vardır ki; Allah'a ve ahiret gününe inanır, infak ettiğini Allah katında yakınlığa ve peygamberin duasına nail olmaya vesile sayar. Bilin ki; bunlar kendileri için gerçek bir yakınlıktır. Allah, onları rahmetine girdirecektir. Muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahim' dir.

– İbni Kesir

وَٱلسَّٰبِقُونَ ٱلْأَوَّلُونَ مِنَ ٱلْمُهَٰجِرِينَ وَٱلْأَنصَارِ وَٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُوهُم بِإِحْسَٰنٍ رَّضِىَ ٱللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُواْ عَنْهُ وَأَعَدَّ لَهُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى تَحْتَهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًاۚ ذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ ١٠٠

Muhacirlerden, ensardan en ileri ve önde gelenlerle, ihsan ile onlara uyanlardan Allah razı olmuştur. Onlar da Allah'tan hoşnuddurlar. Hem onlara altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Orada temelli kalıcıdırlar. İşte budur en büyük kurtuluş.

– İbni Kesir

وَمِمَّنْ حَوْلَكُم مِّنَ ٱلْأَعْرَابِ مُنَٰفِقُونَۖ وَمِنْ أَهْلِ ٱلْمَدِينَةِۖ مَرَدُواْ عَلَى ٱلنِّفَاقِ لَا تَعْلَمُهُمْۖ نَحْنُ نَعْلَمُهُمْۚ سَنُعَذِّبُهُم مَّرَّتَيْنِ ثُمَّ يُرَدُّونَ إِلَىٰ عَذَابٍ عَظِيمٍ ١٠١

Çevrenizdeki Bedevilerden münafıklar vardır. Medine halkından da. Ki onlar nifak üzerinde diretirler. Siz bilmezsiniz onları, Biz biliriz. Onlara iki kere azab edeceğiz. Sonra da onlar; daha büyük bir azaba döndürüleceklerdir.

– İbni Kesir

وَءَاخَرُونَ ٱعْتَرَفُواْ بِذُنُوبِهِمْ خَلَطُواْ عَمَلًا صَٰلِحًا وَءَاخَرَ سَيِّئًا عَسَى ٱللَّهُ أَن يَتُوبَ عَلَيْهِمْۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ١٠٢

Diğer bir kısımı da günahlarını itiraf ettiler. Onlar iyi ameli kötü ile karıştırdılar. Onlar ki, Allah onların tevbelerini kabul eder. Muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahim'dir.

– İbni Kesir

خُذْ مِنْ أَمْوَٰلِهِمْ صَدَقَةً تُطَهِّرُهُمْ وَتُزَكِّيهِم بِهَا وَصَلِّ عَلَيْهِمْۖ إِنَّ صَلَوٰتَكَ سَكَنٌ لَّهُمْۗ وَٱللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ١٠٣

Onların mallarından sadaka al ki, bununla onları temizleyip arıtmış olasın. Ve onlara dua et. Şüphesiz ki senin duan onlar için bir sükunettir. Allah; Semi'dir, Alim'dir.

– İbni Kesir

أَلَمْ يَعْلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ هُوَ يَقْبَلُ ٱلتَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِۦ وَيَأْخُذُ ٱلصَّدَقَٰتِ وَأَنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ ١٠٤

Bilmezler mi ki; Allah, muhakkak kullarından tevbeyi kabul edecek ve sadakaları alacak olanın kendisidir. Ve muhakkak ki Allah, Tevvab ve Rahim'dir.

– İbni Kesir

وَقُلِ ٱعْمَلُواْ فَسَيَرَى ٱللَّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُۥ وَٱلْمُؤْمِنُونَۖ وَسَتُرَدُّونَ إِلَىٰ عَٰلِمِ ٱلْغَيْبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ١٠٥

De ki: İşleyiniz, Allah Rasulü ve mü'minler işlediklerinizi görecektir. Ve görüleni de, görülmeyeni de bilene döndürüleceksiniz. O, size neyi işlediğinizi bildirecektir.

– İbni Kesir

وَءَاخَرُونَ مُرْجَوْنَ لِأَمْرِ ٱللَّهِ إِمَّا يُعَذِّبُهُمْ وَإِمَّا يَتُوبُ عَلَيْهِمْۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ ١٠٦

Diğer bir kısmı da Allah'ın emrine bırakılmışlardır; ya onlara azab eder veya tevbelerini kabul eder. Allah; Alim'dir, Hakim'dir.

– İbni Kesir

وَٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُواْ مَسْجِدًا ضِرَارًا وَكُفْرًا وَتَفْرِيقًۢا بَيْنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَإِرْصَادًا لِّمَنْ حَارَبَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ مِن قَبْلُۚ وَلَيَحْلِفُنَّ إِنْ أَرَدْنَآ إِلَّا ٱلْحُسْنَىٰۖ وَٱللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّهُمْ لَكَٰذِبُونَ ١٠٧

Zarar vermek, küfretmek, mü'minlerin arasını açmak ve daha evvel Allah'a, peygamberine karşı savaşan kişiyi beklemek ve gözetlemek üzere bir mescid edinenler: Biz iyilikten başka bir şey istemedik, diye yemin ederler. Allah şehadet eder ki; onlar hiç şüphesiz yalancılardır.

– İbni Kesir

لَا تَقُمْ فِيهِ أَبَدًاۚ لَّمَسْجِدٌ أُسِّسَ عَلَى ٱلتَّقْوَىٰ مِنْ أَوَّلِ يَوْمٍ أَحَقُّ أَن تَقُومَ فِيهِۚ فِيهِ رِجَالٌ يُحِبُّونَ أَن يَتَطَهَّرُواْۚ وَٱللَّهُ يُحِبُّ ٱلْمُطَّهِّرِينَ ١٠٨

Orada asla durma. İlk gününden takva üzerine kurulmuş olan mescid, içinde durmana daha uygundur. Orada temizlenmek isteyen adamlar vardır. Allah, temizlenmek isteyenleri sever.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu