بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

رَضُواْ بِأَن يَكُونُواْ مَعَ ٱلْخَوَالِفِ وَطُبِعَ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ ٨٧

Kadınlarla beraber olmaya razı oldular, kalplerinin üzeri tab edildi, artık onlar gayeyi fehmetmezler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَٰكِنِ ٱلرَّسُولُ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مَعَهُۥ جَٰهَدُواْ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْۚ وَأُوْلَٰٓئِكَ لَهُمُ ٱلْخَيْرَٰتُۖ وَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُفْلِحُونَ ٨٨

Lâkin peygamber ve maiyyetindeki Mü’minler mallarıyla, canlarıyla cihad ettiler, bunları görüyor musun bütün hayırlar işte onlar için ve işte bunlar murada iren müflihler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَعَدَّ ٱللَّهُ لَهُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَاۚ ذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ ٨٩

Allah onlara altından nehirler akar cennetler hazırladı içlerinde muhalled olacaklar, işte o fevziazîm, bu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَجَآءَ ٱلْمُعَذِّرُونَ مِنَ ٱلْأَعْرَابِ لِيُؤْذَنَ لَهُمْ وَقَعَدَ ٱلَّذِينَ كَذَبُواْ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥۚ سَيُصِيبُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنْهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ٩٠

Bedevîler’den özürbahane edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler, Allah’a ve Resulü’ne yalân söyleyenler de oturdular, muhakkak bunların kâfir olanlarına elîm bir azab isabet edecek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَّيْسَ عَلَى ٱلضُّعَفَآءِ وَلَا عَلَى ٱلْمَرْضَىٰ وَلَا عَلَى ٱلَّذِينَ لَا يَجِدُونَ مَا يُنفِقُونَ حَرَجٌ إِذَا نَصَحُواْ لِلَّهِ وَرَسُولِهِۦۚ مَا عَلَى ٱلْمُحْسِنِينَ مِن سَبِيلٍۚ وَٱللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ٩١

Allah ve Resulü için nasihat ettikleri takdirde ne zuafaya, ne hastalara, ne de sarfedeceklerini bulamayanlara harec yoktur, muhsinleri müahazeye yol olmadığı gibi Allah da Gafur, Rahimdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَا عَلَى ٱلَّذِينَ إِذَا مَآ أَتَوْكَ لِتَحْمِلَهُمْ قُلْتَ لَآ أَجِدُ مَآ أَحْمِلُكُمْ عَلَيْهِ تَوَلَّواْ وَّأَعْيُنُهُمْ تَفِيضُ مِنَ ٱلدَّمْعِ حَزَنًا أَلَّا يَجِدُواْ مَا يُنفِقُونَ ٩٢

Onlara da harec yoktur ki her ne zaman kendilerini bindirip sevkedesin diye sana geldilerse "sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" dediğin cihetle bu uğurda sarfedecekleri şeyi bulamadıklarından dolayı hüzünlerinden gözleri yaş döke döke döndüler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّمَا ٱلسَّبِيلُ عَلَى ٱلَّذِينَ يَسْتَـْٔذِنُونَكَ وَهُمْ أَغْنِيَآءُۚ رَضُواْ بِأَن يَكُونُواْ مَعَ ٱلْخَوَالِفِ وَطَبَعَ ٱللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ ٩٣

Muahazeye yol ancak o kimseleredir ki zengin oldukları halde kalmak için senden izin isterler, bunlar kadınlarla beraber olmağa razı oldular, Allah da kalplerini tabetti, de artık başlarına geleceği bilmezler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَعْتَذِرُونَ إِلَيْكُمْ إِذَا رَجَعْتُمْ إِلَيْهِمْۚ قُل لَّا تَعْتَذِرُواْ لَن نُّؤْمِنَ لَكُمْ قَدْ نَبَّأَنَا ٱللَّهُ مِنْ أَخْبَارِكُمْۚ وَسَيَرَى ٱللَّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُۥ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَىٰ عَٰلِمِ ٱلْغَيْبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ٩٤

Yanlarına avdet ettiğinizde size itizar edecekler, de ki: itizar etmeyin ihtimali yok size inanmayacağız doğrusu Allah bize ahvalinizden bir çok haberler verdi, bundan böyle de Allah ve Resulü amelinizi görecek, sonra hepiniz o gayb-ü şehadeti bilen hakkın huzuruna götürüleceksiniz o vakit O size haber verecek neler yapıyordunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

سَيَحْلِفُونَ بِٱللَّهِ لَكُمْ إِذَا ٱنقَلَبْتُمْ إِلَيْهِمْ لِتُعْرِضُواْ عَنْهُمْۖ فَأَعْرِضُواْ عَنْهُمْۖ إِنَّهُمْ رِجْسٌۖ وَمَأْوَىٰهُمْ جَهَنَّمُ جَزَآءًۢ بِمَا كَانُواْ يَكْسِبُونَ ٩٥

Yanlarına döndüğünüz zaman kendilerinden sarfınazar edesiniz diye size yeminbillâh edecekler, siz de kendilerinde sarfı nazar edin, çünkü onlar murdar şeylerdir, kesiblerinin cezası olarak varacakları yer de cehennemdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَحْلِفُونَ لَكُمْ لِتَرْضَوْاْ عَنْهُمْۖ فَإِن تَرْضَوْاْ عَنْهُمْ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يَرْضَىٰ عَنِ ٱلْقَوْمِ ٱلْفَٰسِقِينَ ٩٦

Siz kendilerinden râzı olasınız diye size yemin edecekler, fakat siz onlardan râzı olursanız her halde Allah fasıklar güruhundan râzı olmaz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ٱلْأَعْرَابُ أَشَدُّ كُفْرًا وَنِفَاقًا وَأَجْدَرُ أَلَّا يَعْلَمُواْ حُدُودَ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ عَلَىٰ رَسُولِهِۦۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ ٩٧

Ârâbîler küfürce ve nifakça daha şiddetlidirler, bununla beraber Allah’ın Resulü’ne indirdiği ahkâmın hududunu bilmemiye daha lâyıktırlar, Allah alîmdir, hakîmdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu