بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلْغَٰشِيَةِ ﴿١

Geldimi sana o gaşiye hadîsi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَٰشِعَةٌ ﴿٢

Bir takım yüzler o gün eğilmiş zillete düşmüştür.

— Elmalılı Hamdi Yazır

عَامِلَةٌ نَّاصِبَةٌ ﴿٣

Çalışmış fakat boşuna yorulmuştur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

تَصْلَىٰ نَارًا حَامِيَةً ﴿٤

Kızışmış bir yaslanırlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

تُسْقَىٰ مِنْ عَيْنٍ ءَانِيَةٍ ﴿٥

Kızgın bir menba'dan sulanırlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ ﴿٦

Yiyecekleri yok ancak bir darî.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِى مِن جُوعٍ ﴿٧

Ne besler ne açlıktan kurtarır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاعِمَةٌ ﴿٨

Bir takım yüzler de o gün mesuddur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لِّسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ ﴿٩

Sayinden hoşnuddur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فِى جَنَّةٍ عَالِيَةٍ ﴿١٠

Yüksek bir cennette.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR