بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَّا يُسۡمِنُ وَلَا يُغۡنِي مِن جُوعٖ ٧

Ne besler ne açlıktan kurtarır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O, ne semirtir, ne de açlığı giderir.

– İbni Kesir

O, ne besler ne de açlıktan kurtarır.

– Diyanet İşleri

Ki o, ne semirtir (doyurur), ne de açlığı giderir.

– Hasan Basri Çantay

Ne semirtir, ne de açlığı giderir.

– Seyyid Kutub

وُجُوهٞ يَوۡمَئِذٖ نَّاعِمَةٞ ٨

Bir takım yüzler de o gün mesuddur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yüzler de vardır ki; o gün, parıl parıldır.

– İbni Kesir

O gün birtakım yüzler vardır ki, nimet içinde mutludurlar.

– Diyanet İşleri

Yüzler (vardır) o gün güzeldir (ni'metlere mazhardır).

– Hasan Basri Çantay

İnanmış olanların yüzleri, o gün, pırıl pırıldır.

– Seyyid Kutub

لِّسَعۡيِهَا رَاضِيَةٞ ٩

Sayinden hoşnuddur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çalıştıklarından hoşnuddur.

– İbni Kesir

Yaptıklarından dolayı hoşnutturlar.

– Diyanet İşleri

(Dünyâda tâat ve ibâdetle) çalışdığından dolayı hoşnuddur.

– Hasan Basri Çantay

Yaptıklarından hoşnutturlar.

– Seyyid Kutub

فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٖ ١٠

Yüksek bir cennette.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yüksek bir cennettedir.

– İbni Kesir

Yüksek bir cennettedirler.

– Diyanet İşleri

Yüksek bir cennetde (dir).

– Hasan Basri Çantay

Yüksek bir bahçededirler.

– Seyyid Kutub

لَّا تَسۡمَعُ فِيهَا لَٰغِيَةٗ ١١

Ki onda lağviyyattan bir kelime işidilmez.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Orada boş bir laf işitmezler.

– İbni Kesir

Orada hiçbir boş söz işitmezler.

– Diyanet İşleri

Orada boş bir lâf işitmez.

– Hasan Basri Çantay

Orada boş söz işitmezler.

– Seyyid Kutub

فِيهَا عَيۡنٞ جَارِيَةٞ ١٢

Onda carî bir menba.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Orada akan bir pınar vardır.

– İbni Kesir

Orada akan bir kaynak vardır.

– Diyanet İşleri

Orada dâima akan bir (nice) pınar,

– Hasan Basri Çantay

Orada akan bir kaynak vardır.

– Seyyid Kutub

فِيهَا سُرُرٞ مَّرۡفُوعَةٞ ١٣

Onda yüksek serîrler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Orada yüksek tahtlar,

– İbni Kesir

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

– Diyanet İşleri

orada yüksek tahtlar,

– Hasan Basri Çantay

Orada yükseltilmiş tahtlar vardır.

– Seyyid Kutub

وَأَكۡوَابٞ مَّوۡضُوعَةٞ ١٤

Konulmuş küpler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yerleştirilmiş kaseler,

– İbni Kesir

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

– Diyanet İşleri

(önlerine) konmuş kablar,

– Hasan Basri Çantay

Konulmuş kadehler.

– Seyyid Kutub

وَنَمَارِقُ مَصۡفُوفَةٞ ١٥

Dizilmiş koltuklar, yastıklar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sıra sıra dizilmiş yastıklar,

– İbni Kesir

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

– Diyanet İşleri

sıra sıra dizilmiş yasdıklar,

– Hasan Basri Çantay

Dizilmiş yastıklar.

– Seyyid Kutub

وَزَرَابِيُّ مَبۡثُوثَةٌ ١٦

Serilmiş nefîs döşemeler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Serilmiş saçaklı halılar vardır.

– İbni Kesir

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

– Diyanet İşleri

yayılıb serilmiş saçaklı halılar vardır.

– Hasan Basri Çantay

Serilmiş halılar vardır.

– Seyyid Kutub

أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى ٱلۡإِبِلِ كَيۡفَ خُلِقَتۡ ١٧

Ya hâlâ bakmazlar mı o deveye: nasıl yaratılmış?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar deveye bakmazlar mı, nasıl yaratılmıştır?

– İbni Kesir

Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır!

– Diyanet İşleri

Onlar haalâ (ibretle) bakmazlar mı o deveye, nasıl yaratılmışdır o?

– Hasan Basri Çantay

Bu insanlar bakmıyorlar mı, develerin nasıl yaratıldığına?

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu