بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ ﴿٦

Yiyecekleri yok ancak bir darî.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِى مِن جُوعٍ ﴿٧

Ne besler ne açlıktan kurtarır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاعِمَةٌ ﴿٨

Bir takım yüzler de o gün mesuddur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لِّسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ ﴿٩

Sayinden hoşnuddur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فِى جَنَّةٍ عَالِيَةٍ ﴿١٠

Yüksek bir cennette.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا تَسْمَعُ فِيهَا لَٰغِيَةً ﴿١١

Ki onda lağviyyattan bir kelime işidilmez.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ ﴿١٢

Onda carî bir menba.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فِيهَا سُرُرٌ مَّرْفُوعَةٌ ﴿١٣

Onda yüksek serîrler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَكْوَابٌ مَّوْضُوعَةٌ ﴿١٤

Konulmuş küpler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ ﴿١٥

Dizilmiş koltuklar, yastıklar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَزَرَابِىُّ مَبْثُوثَةٌ ﴿١٦

Serilmiş nefîs döşemeler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR