بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

تُسْقَىٰ مِنْ عَيْنٍ ءَانِيَةٍ ﴿٥

Kızgın bir kaynaktan içirilecektirler.

— İbni Kesir

لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ ﴿٦

Kötü kokulu, kuru bir dikenden başka yiyecekleri yoktur.

— İbni Kesir

لَّا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِى مِن جُوعٍ ﴿٧

O, ne semirtir, ne de açlığı giderir.

— İbni Kesir

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاعِمَةٌ ﴿٨

Yüzler de vardır ki; o gün, parıl parıldır.

— İbni Kesir

لِّسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ ﴿٩

Çalıştıklarından hoşnuddur.

— İbni Kesir

فِى جَنَّةٍ عَالِيَةٍ ﴿١٠

Yüksek bir cennettedir.

— İbni Kesir

لَّا تَسْمَعُ فِيهَا لَٰغِيَةً ﴿١١

Orada boş bir laf işitmezler.

— İbni Kesir

فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ ﴿١٢

Orada akan bir pınar vardır.

— İbni Kesir

فِيهَا سُرُرٌ مَّرْفُوعَةٌ ﴿١٣

Orada yüksek tahtlar,

— İbni Kesir

وَأَكْوَابٌ مَّوْضُوعَةٌ ﴿١٤

Yerleştirilmiş kaseler,

— İbni Kesir

وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ ﴿١٥

Sıra sıra dizilmiş yastıklar,

— İbni Kesir

AYARLAR