بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَّا تَسۡمَعُ فِيهَا لَٰغِيَةٗ ١١

Ki onda lağviyyattan bir kelime işidilmez.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Orada boş bir laf işitmezler.

– İbni Kesir

Orada hiçbir boş söz işitmezler.

– Diyanet İşleri

Orada boş bir lâf işitmez.

– Hasan Basri Çantay

Orada boş söz işitmezler.

– Seyyid Kutub

فِيهَا عَيۡنٞ جَارِيَةٞ ١٢

Onda carî bir menba.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Orada akan bir pınar vardır.

– İbni Kesir

Orada akan bir kaynak vardır.

– Diyanet İşleri

Orada dâima akan bir (nice) pınar,

– Hasan Basri Çantay

Orada akan bir kaynak vardır.

– Seyyid Kutub

فِيهَا سُرُرٞ مَّرۡفُوعَةٞ ١٣

Onda yüksek serîrler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Orada yüksek tahtlar,

– İbni Kesir

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

– Diyanet İşleri

orada yüksek tahtlar,

– Hasan Basri Çantay

Orada yükseltilmiş tahtlar vardır.

– Seyyid Kutub

وَأَكۡوَابٞ مَّوۡضُوعَةٞ ١٤

Konulmuş küpler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yerleştirilmiş kaseler,

– İbni Kesir

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

– Diyanet İşleri

(önlerine) konmuş kablar,

– Hasan Basri Çantay

Konulmuş kadehler.

– Seyyid Kutub

وَنَمَارِقُ مَصۡفُوفَةٞ ١٥

Dizilmiş koltuklar, yastıklar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sıra sıra dizilmiş yastıklar,

– İbni Kesir

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

– Diyanet İşleri

sıra sıra dizilmiş yasdıklar,

– Hasan Basri Çantay

Dizilmiş yastıklar.

– Seyyid Kutub

وَزَرَابِيُّ مَبۡثُوثَةٌ ١٦

Serilmiş nefîs döşemeler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Serilmiş saçaklı halılar vardır.

– İbni Kesir

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

– Diyanet İşleri

yayılıb serilmiş saçaklı halılar vardır.

– Hasan Basri Çantay

Serilmiş halılar vardır.

– Seyyid Kutub

أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى ٱلۡإِبِلِ كَيۡفَ خُلِقَتۡ ١٧

Ya hâlâ bakmazlar mı o deveye: nasıl yaratılmış?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar deveye bakmazlar mı, nasıl yaratılmıştır?

– İbni Kesir

Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır!

– Diyanet İşleri

Onlar haalâ (ibretle) bakmazlar mı o deveye, nasıl yaratılmışdır o?

– Hasan Basri Çantay

Bu insanlar bakmıyorlar mı, develerin nasıl yaratıldığına?

– Seyyid Kutub

وَإِلَى ٱلسَّمَآءِ كَيۡفَ رُفِعَتۡ ١٨

Ve o göğe: nasıl kaldırilmış?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Göğe de. Nasıl yükseltilmiştir?

– İbni Kesir

Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir!

– Diyanet İşleri

O göğe, nice yükseltmişdir o,

– Hasan Basri Çantay

Göğün nasıl yükseltildiğine?

– Seyyid Kutub

وَإِلَى ٱلۡجِبَالِ كَيۡفَ نُصِبَتۡ ١٩

Ve o dağlara: nasıl dikilmiş?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dağlara da. Nasıl dikilmiştir?

– İbni Kesir

Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir!

– Diyanet İşleri

o dağlara, nasıl dikilmişdir o,

– Hasan Basri Çantay

Dağların nasıl dikildiğine?

– Seyyid Kutub

وَإِلَى ٱلۡأَرۡضِ كَيۡفَ سُطِحَتۡ ٢٠

Ve o arz’a nasıl satıhlanmış?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yere de. Nasıl yayılmıştır?

– İbni Kesir

Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!

– Diyanet İşleri

o yere, nasıl yayılıb döşenmişdir o?

– Hasan Basri Çantay

Yerin nasıl yayıldığına?

– Seyyid Kutub

فَذَكِّرۡ إِنَّمَآ أَنتَ مُذَكِّرٞ ٢١

Haydi ihtar et; sen şimdi sırf bir ögütçüsün.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öğüt ver, çünkü sen; ancak bir öğütçüsün.

– İbni Kesir

Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin.

– Diyanet İşleri

(Habîbim) sen hemen (onlara Allahın ni'metlerini, tevhîd delîllerini) hatırlat. Sen ancak bir hatırlatıcısın.

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! Sen öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt verensin.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu