بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُۚ إِنَّهُۥ يَعْلَمُ ٱلْجَهْرَ وَمَا يَخْفَىٰ ﴿٧

Yalnız Allah’ın dilediği başka çünkü o açığı da bilir gizliyi de.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yalnız Allah'ın dilediği başka. Çünkü O, açığı da, gizli olanı da bilir.

— İbni Kesir

Ancak Allah’ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de.

— Diyanet İşleri

Allahın dilediği başka. Çünkü O, aşikârı da bilir, gizliyi de.

— Hasan Basri Çantay

Yalnız Allah'ın dilediği başka. O açığı da bilir gizliyi de.

— Seyyid Kutub

وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَىٰ ﴿٨

Ve seni en kolay yola muvaffak kılacağız.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve seni kolay olana muvaffak edeceğiz.

— İbni Kesir

Biz seni en kolay olana kolayca ileteceğiz.

— Diyanet İşleri

Seni en kolay olana muvaffak edeceğiz.

— Hasan Basri Çantay

Seni en kolay yolu tutmağa muvaffak edeceğiz.

— Seyyid Kutub

فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ ٱلذِّكْرَىٰ ﴿٩

Onun için öğüd ver: öğüd fâide verirse.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O halde öğüt fayda verecekse, öğüt ver.

— İbni Kesir

O hâlde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.

— Diyanet İşleri

O halde eğer öğüd fâide verirse (durma) öğüd ver.

— Hasan Basri Çantay

O halde hatırlatmak fayda verirse hatırlat.

— Seyyid Kutub

سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَىٰ ﴿١٠

Saygısı olan öğüt alacaktır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Korkacak olan öğüt alacaktır.

— İbni Kesir

Allah’a karşı derin saygı duyarak O’ndan korkan öğüt alacaktır.

— Diyanet İşleri

(Allahdan) korkacak olan öğüdü kabul eder.

— Hasan Basri Çantay

Allah'tan korkan, öğüt alır.

— Seyyid Kutub

وَيَتَجَنَّبُهَا ٱلْأَشْقَى ﴿١١

Pek bedbaht olan da ondan kaçınacaktır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bedbaht olan ise ondan kaçınır.

— İbni Kesir

(11-12) En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır.

— Diyanet İşleri

Peki bedbaht olan ise ondan kaçınır,

— Hasan Basri Çantay

Bedbaht olan ondan kaçacaktır.

— Seyyid Kutub

ٱلَّذِى يَصْلَى ٱلنَّارَ ٱلْكُبْرَىٰ ﴿١٢

O ki en büyük ateşe yaslanacaktır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ki o, en büyük ateşe girecek olandır.

— İbni Kesir

(11-12) En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır.

— Diyanet İşleri

Ki o, en büyük ateşe girecek,

— Hasan Basri Çantay

O en büyük ateşe yaslanacaktır.

— Seyyid Kutub

ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ ﴿١٣

Sonra ne ölecek onda ne hayat bulacaktır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O, orada ne ölecek, ne de dirilecektir.

— İbni Kesir

Sonra orada ne ölür (kurtulur), ne de (rahat bir hayat) yaşar.

— Diyanet İşleri

sonra orada hem ölmeyecek, hem dirilmeyecek olandır O.

— Hasan Basri Çantay

Sonra onun içinde ne ölür ne de yaşar.

— Seyyid Kutub

قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّىٰ ﴿١٤

Doğrusu felâh buldu tezekkî eden.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu arınan, felah bulmuştur.

— İbni Kesir

(14-15) Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.

— Diyanet İşleri

(14-15) Hakıykat iyi temizlenen ve Rabbinin adını zikredib de namaz kılan kimse umduğuna erişmişdir.

— Hasan Basri Çantay

Doğrusu mutluluğa ermiştir arınan,

— Seyyid Kutub

وَذَكَرَ ٱسْمَ رَبِّهِۦ فَصَلَّىٰ ﴿١٥

Ve Rabbi’nin ismini anıp da namaz kılan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Rabbının adını anıp namaz kılan.

— İbni Kesir

(14-15) Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.

— Diyanet İşleri

(14-15) Hakıykat iyi temizlenen ve Rabbinin adını zikredib de namaz kılan kimse umduğuna erişmişdir.

— Hasan Basri Çantay

Rabbinin adını anıp namaz kılan.

— Seyyid Kutub

بَلْ تُؤْثِرُونَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا ﴿١٦

Fakat siz dünya hayatı tercih ediyorsunuz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Fakat siz, dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

— İbni Kesir

Fakat sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

— Diyanet İşleri

Belki siz dünyâ hayaatını (âhiretden) üstün tutarsınız.

— Hasan Basri Çantay

Fakat siz şu dünya hayatını üstün tutuyorsunuz.

— Seyyid Kutub

وَٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰٓ ﴿١٧

Halbuki Âhiret daha hayırlı ve daha bakâlıdır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Halbuki ahiret, daha hayırlı ve daha bakidir.

— İbni Kesir

Oysa âhiret, daha hayırlı ve süreklidir.

— Diyanet İşleri

Halbuki âhiret daha hayırlı, daha süreklidir.

— Hasan Basri Çantay

Oysa ahiret daha iyi ve daha kalıcıdır.

— Seyyid Kutub

AYARLAR