بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَمَا نَقَمُواْ مِنْهُمْ إِلَّآ أَن يُؤْمِنُواْ بِٱللَّهِ ٱلْعَزِيزِ ٱلْحَمِيدِ ﴿٨

(8-9) Onlar mü’minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye lâyık Allah’a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah, her şeye şahittir.

— Diyanet İşleri

ٱلَّذِى لَهُۥ مُلْكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ شَهِيدٌ ﴿٩

(8-9) Onlar mü’minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye lâyık Allah’a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah, her şeye şahittir.

— Diyanet İşleri

إِنَّ ٱلَّذِينَ فَتَنُواْ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُواْ فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ ٱلْحَرِيقِ ﴿١٠

Şüphesiz mü’min erkeklerle mü’min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.

— Diyanet İşleri

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمْ جَنَّٰتٌ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُۚ ذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْكَبِيرُ ﴿١١

İman edip salih ameller işleyenlere gelince; onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte bu büyük başarıdır.

— Diyanet İşleri

إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ ﴿١٢

Şüphesiz, Rabbinin yakalaması çok çetindir.

— Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ هُوَ يُبْدِئُ وَيُعِيدُ ﴿١٣

Şüphesiz O, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrarlar.

— Diyanet İşleri

وَهُوَ ٱلْغَفُورُ ٱلْوَدُودُ ﴿١٤

O, çok bağışlayandır, çok sevendir.

— Diyanet İşleri

ذُو ٱلْعَرْشِ ٱلْمَجِيدُ ﴿١٥

Arş’ın sahibidir, şanı yüce olandır.

— Diyanet İşleri

فَعَّالٌ لِّمَا يُرِيدُ ﴿١٦

Dilediğini mutlaka yapandır.

— Diyanet İşleri

هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلْجُنُودِ ﴿١٧

(17-18) Orduların, Firavun ve Semûd’un haberi sana geldi mi?

— Diyanet İşleri

فِرْعَوْنَ وَثَمُودَ ﴿١٨

(17-18) Orduların, Firavun ve Semûd’un haberi sana geldi mi?

— Diyanet İşleri

AYARLAR