بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَيَنقَلِبُ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦ مَسْرُورًا ﴿٩

ehline de sevinçli dönecekdir.

— Hasan Basri Çantay

وَأَمَّا مَنْ أُوتِىَ كِتَٰبَهُۥ وَرَآءَ ظَهْرِهِۦ ﴿١٠

Amma kitabı arkasından verilen kimse,

— Hasan Basri Çantay

فَسَوْفَ يَدْعُواْ ثُبُورًا ﴿١١

derhal helakini temennî edecek,

— Hasan Basri Çantay

وَيَصْلَىٰ سَعِيرًا ﴿١٢

o şiddetli ateşe (cehenneme) girecek.

— Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ كَانَ فِىٓ أَهْلِهِۦ مَسْرُورًا ﴿١٣

Çünkü o, ehli içinde bir şımarıkdı.

— Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ ﴿١٤

Çünkü o, hakıykaten ve kat'iyyen (Rabbine) dönmeyeceğini sanmışdı.

— Hasan Basri Çantay

بَلَىٰٓ إِنَّ رَبَّهُۥ كَانَ بِهِۦ بَصِيرًا ﴿١٥

Hayır (o, Rabbine dönecekdi). Çünkü Rabbi onu çok iyi görendi.

— Hasan Basri Çantay

فَلَآ أُقْسِمُ بِٱلشَّفَقِ ﴿١٦

Demek (hakıykat onun zannetdiği gibi değildir). Andederim o şafaka.

— Hasan Basri Çantay

وَٱلَّيْلِ وَمَا وَسَقَ ﴿١٧

O geceye ve onun (sinesinde) derleyip topladığı şey (ler) e,

— Hasan Basri Çantay

وَٱلْقَمَرِ إِذَا ٱتَّسَقَ ﴿١٨

toplu bir haale geldiği (nuuru tamamlandığı) zaman aya ki,

— Hasan Basri Çantay

لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَن طَبَقٍ ﴿١٩

siz (ey insanlar), hiç şübhesiz, o halden bu haale bineceksiniz.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR