بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَٰٓأَيُّهَا ٱلۡإِنسَٰنُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدۡحٗا فَمُلَٰقِيهِ ٦

Ey o insan! Sen cidden Rabb’ine doğru çabalar da çabalar nihâyet ona mülâkî olursun.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey insan; sen Rabbın için çalışıp çabaladın, nihayet O'na kavuşacaksın.

– İbni Kesir

Ey insan! Şüphesiz, sen Rabbine (kavuşuncaya kadar) didinip duracak ve sonunda didinmenin karşılığına kavuşacaksın.

– Diyanet İşleri

Ey insan, hakıykat sen Rabbine (kavuşuncaya) kadar durmayıb didineceksin, nihayet Ona ulaşacaksın.

– Hasan Basri Çantay

Ey insanoğlu! Sen Rabbine kavuşuncaya kadar çalışıp çabalayacak, sonunda O'na kavuşacaksın.

– Seyyid Kutub

فَأَمَّا مَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ ٧

O vakit kitabı sağ eline verilen.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kimin kitabı sağından verilirse;

– İbni Kesir

Kime kitabı sağından verilirse,

– Diyanet İşleri

O vakit (amel) kitabı sağ eline verilen kimseye gelince.

– Hasan Basri Çantay

O zaman kimin kitabı sağından verilirse,

– Seyyid Kutub

فَسَوۡفَ يُحَاسَبُ حِسَابٗا يَسِيرٗا ٨

Kolay bir hesab ile muhasebe olunur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kolayca bir hesab ile muhasebe edilecektir.

– İbni Kesir

Hesabı çok kolay bir şekilde görülecek,

– Diyanet İşleri

kolayca bir hisâb ile muhaasebe edilecek o,

– Hasan Basri Çantay

O kolay bir hesaba çekilecek.

– Seyyid Kutub

وَيَنقَلِبُ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِۦ مَسۡرُورٗا ٩

Ve mesrur olarak ehline gider.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve ailesine de sevinçli olarak dönecektir.

– İbni Kesir

Sevinçli olarak ailesine dönecektir.

– Diyanet İşleri

ehline de sevinçli dönecekdir.

– Hasan Basri Çantay

Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir.

– Seyyid Kutub

وَأَمَّا مَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ وَرَآءَ ظَهۡرِهِۦ ١٠

Ve amma kitabı "arkasında" verilen.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ama kimin de kitabı arkasından verilirse;

– İbni Kesir

Fakat kime kitabı arkasından verilirse,

– Diyanet İşleri

Amma kitabı arkasından verilen kimse,

– Hasan Basri Çantay

Kimin kitabı da sırtının arkasından verilirse.

– Seyyid Kutub

فَسَوۡفَ يَدۡعُواْ ثُبُورٗا ١١

Helâk! Diye çağırır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Derhal helakini temenni edecektir.

– İbni Kesir

(11-12) “Helâk!” diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir.

– Diyanet İşleri

derhal helakini temennî edecek,

– Hasan Basri Çantay

O, ölümü çağıracak.

– Seyyid Kutub

وَيَصۡلَىٰ سَعِيرًا ١٢

Ve Saire yaslanır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve çılgın aleve girecektir.

– İbni Kesir

(11-12) “Helâk!” diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir.

– Diyanet İşleri

o şiddetli ateşe (cehenneme) girecek.

– Hasan Basri Çantay

Ve çılgın alevli cehenneme girecektir.

– Seyyid Kutub

إِنَّهُۥ كَانَ فِيٓ أَهۡلِهِۦ مَسۡرُورًا ١٣

Çünkü o ehlinde mesrur idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü o, ailesi içinde iken şımarıktı.

– İbni Kesir

Çünkü o, (dünyada iken) ailesi içinde sevinçli idi.

– Diyanet İşleri

Çünkü o, ehli içinde bir şımarıkdı.

– Hasan Basri Çantay

Çünkü o, dünyada ailesi arasında sevinç içinde idi.

– Seyyid Kutub

إِنَّهُۥ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ ١٤

Çünkü hiç inkılâb görmeyecek sanmıştı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O, hiç dönmeyeceğini sanmıştı.

– İbni Kesir

Çünkü o hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sanırdı.

– Diyanet İşleri

Çünkü o, hakıykaten ve kat'iyyen (Rabbine) dönmeyeceğini sanmışdı.

– Hasan Basri Çantay

Rabbine hiç dönmeyeceğini sanmıştı.

– Seyyid Kutub

بَلَىٰٓۚ إِنَّ رَبَّهُۥ كَانَ بِهِۦ بَصِيرٗا ١٥

Hayır, çünkü Rabb’i onu gözetiyordu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır; muhakkak Rabbı, onu görmekteydi.

– İbni Kesir

Hayır! Sandığı gibi değil! Şüphesiz Rabbi onu görüyordu.

– Diyanet İşleri

Hayır (o, Rabbine dönecekdi). Çünkü Rabbi onu çok iyi görendi.

– Hasan Basri Çantay

Aksine Rabbi onu görmekte idi.

– Seyyid Kutub

فَلَآ أُقۡسِمُ بِٱلشَّفَقِ ١٦

Şimdi kasem ederim o şafağa.

– Elmalılı Hamdi Yazır

And ederim o şafağa;

– İbni Kesir

Yemin ederim şafağa,

– Diyanet İşleri

Demek (hakıykat onun zannetdiği gibi değildir). Andederim o şafaka.

– Hasan Basri Çantay

Akşamın alaca karanlığına,

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu