بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ ﴿٥

Ve Rabbına boyun eğdiğinde. Ki o, zaten boyun eğecektir.

— İbni Kesir

يَٰٓأَيُّهَا ٱلْإِنسَٰنُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَٰقِيهِ ﴿٦

Ey insan; sen Rabbın için çalışıp çabaladın, nihayet O'na kavuşacaksın.

— İbni Kesir

فَأَمَّا مَنْ أُوتِىَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ ﴿٧

Kimin kitabı sağından verilirse;

— İbni Kesir

فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا ﴿٨

Kolayca bir hesab ile muhasebe edilecektir.

— İbni Kesir

وَيَنقَلِبُ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦ مَسْرُورًا ﴿٩

Ve ailesine de sevinçli olarak dönecektir.

— İbni Kesir

وَأَمَّا مَنْ أُوتِىَ كِتَٰبَهُۥ وَرَآءَ ظَهْرِهِۦ ﴿١٠

Ama kimin de kitabı arkasından verilirse;

— İbni Kesir

فَسَوْفَ يَدْعُواْ ثُبُورًا ﴿١١

Derhal helakini temenni edecektir.

— İbni Kesir

وَيَصْلَىٰ سَعِيرًا ﴿١٢

Ve çılgın aleve girecektir.

— İbni Kesir

إِنَّهُۥ كَانَ فِىٓ أَهْلِهِۦ مَسْرُورًا ﴿١٣

Çünkü o, ailesi içinde iken şımarıktı.

— İbni Kesir

إِنَّهُۥ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ ﴿١٤

O, hiç dönmeyeceğini sanmıştı.

— İbni Kesir

بَلَىٰٓ إِنَّ رَبَّهُۥ كَانَ بِهِۦ بَصِيرًا ﴿١٥

Hayır; muhakkak Rabbı, onu görmekteydi.

— İbni Kesir

AYARLAR