بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ ﴿٢٠

Öyleyse onlara ne (oluyor) ki îman etmiyorlar?

— Hasan Basri Çantay

وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ ٱلْقُرْءَانُ لَا يَسْجُدُونَ۩ ﴿٢١

Ve karşılarında Kur'an okunduğu zaman (derin saygı ile) eğilmiyorlar?

— Hasan Basri Çantay

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يُكَذِّبُونَ ﴿٢٢

Bil'akis o küfredenler tekzîb ederler.

— Hasan Basri Çantay

وَٱللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ ﴿٢٣

Halbuki Allah onların yüreklerinde neler saklıyorlar, pek iyi bilendir.

— Hasan Basri Çantay

فَبَشِّرْهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍ ﴿٢٤

Bunun için sen (Habibim) onları elem verici bir azâb ile müjdele!

— Hasan Basri Çantay

إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍۭ ﴿٢٥

îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) edenler müstesnadır. Onlar için bitib tükenmeyen bir mükâfat vardır.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR