بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
بَلَىٰٓۚ إِنَّ رَبَّهُۥ كَانَ بِهِۦ بَصِيرٗا ١٥
Hayır (o, Rabbine dönecekdi). Çünkü Rabbi onu çok iyi görendi.
فَلَآ أُقۡسِمُ بِٱلشَّفَقِ ١٦
Demek (hakıykat onun zannetdiği gibi değildir). Andederim o şafaka.
وَٱلَّيۡلِ وَمَا وَسَقَ ١٧
O geceye ve onun (sinesinde) derleyip topladığı şey (ler) e,
وَٱلۡقَمَرِ إِذَا ٱتَّسَقَ ١٨
toplu bir haale geldiği (nuuru tamamlandığı) zaman aya ki,
لَتَرۡكَبُنَّ طَبَقًا عَن طَبَقٖ ١٩
siz (ey insanlar), hiç şübhesiz, o halden bu haale bineceksiniz.
فَمَا لَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ ٢٠
Öyleyse onlara ne (oluyor) ki îman etmiyorlar?
وَإِذَا قُرِئَ عَلَيۡهِمُ ٱلۡقُرۡءَانُ لَا يَسۡجُدُونَۤ۩ ٢١
Ve karşılarında Kur'an okunduğu zaman (derin saygı ile) eğilmiyorlar?
بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يُكَذِّبُونَ ٢٢
Bil'akis o küfredenler tekzîb ederler.
وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا يُوعُونَ ٢٣
Halbuki Allah onların yüreklerinde neler saklıyorlar, pek iyi bilendir.
فَبَشِّرۡهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍ ٢٤
Bunun için sen (Habibim) onları elem verici bir azâb ile müjdele!
إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمۡ أَجۡرٌ غَيۡرُ مَمۡنُونِۭ ٢٥
îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) edenler müstesnadır. Onlar için bitib tükenmeyen bir mükâfat vardır.