بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَيَصْلَىٰ سَعِيرًا ﴿١٢

Ve çılgın aleve girecektir.

— İbni Kesir

إِنَّهُۥ كَانَ فِىٓ أَهْلِهِۦ مَسْرُورًا ﴿١٣

Çünkü o, ailesi içinde iken şımarıktı.

— İbni Kesir

إِنَّهُۥ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ ﴿١٤

O, hiç dönmeyeceğini sanmıştı.

— İbni Kesir

بَلَىٰٓ إِنَّ رَبَّهُۥ كَانَ بِهِۦ بَصِيرًا ﴿١٥

Hayır; muhakkak Rabbı, onu görmekteydi.

— İbni Kesir

فَلَآ أُقْسِمُ بِٱلشَّفَقِ ﴿١٦

And ederim o şafağa;

— İbni Kesir

وَٱلَّيْلِ وَمَا وَسَقَ ﴿١٧

Geceye ve derleyip topladığı şeye;

— İbni Kesir

وَٱلْقَمَرِ إِذَا ٱتَّسَقَ ﴿١٨

Ve toplu halde geldiğinde aya;

— İbni Kesir

لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَن طَبَقٍ ﴿١٩

Muhakkak siz; bir durumdan diğerine uğratılacaksınız.

— İbni Kesir

فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ ﴿٢٠

Öyleyse, ne oluyor onlara da inanmıyorlar?

— İbni Kesir

وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ ٱلْقُرْءَانُ لَا يَسْجُدُونَ۩ ﴿٢١

Ve Kur'an okunduğu zaman secde etmiyorlar.

— İbni Kesir

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يُكَذِّبُونَ ﴿٢٢

Bilakis o küfredenler, yalanlıyorlar.

— İbni Kesir

AYARLAR