بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَمَا هُمۡ عَنۡهَا بِغَآئِبِينَ ١٦
Ve ondan gâib olmayacaklardır.
Ve orada kaybolacak değildirler.
Onlar oradan kaybolup kurtulacak da değillerdir.
Ve onlar bundan ayrılanlar da değildir.
Oradan bir daha çıkamazlar.
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا يَوۡمُ ٱلدِّينِ ١٧
Ve bildin mi nedir din günü?
Din gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin.
Hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin?
O dîn günü nedir? (Bunu) sana hangi şey öğretdi?
Din gününün ne olduğunu bilir misin sen?
ثُمَّ مَآ أَدۡرَىٰكَ مَا يَوۡمُ ٱلدِّينِ ١٨
Evet bildin mi nedir din günü?
Yine sen nereden bileceksin, din gününün ne olduğunu?
Evet, hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin?
O dîn günü nedir? Tekrar (bunu) sana hangi şey öğretdi?
Hem din gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin?
يَوۡمَ لَا تَمۡلِكُ نَفۡسٞ لِّنَفۡسٖ شَيۡـٔٗاۖ وَٱلۡأَمۡرُ يَوۡمَئِذٖ لِّلَّهِ ١٩
O gün ki kimse kimse için bir şeye mâlik olmaz, emir o gün yalnız Allah’ındır.
O, öyle bir gündür ki; kimse kimseye hiçbir şeyle fayda sağlamaz. Ve o gün, emir Allah'ındır.
O gün kimse kimseye hiçbir fayda sağlayamayacaktır. O gün buyruk, yalnız Allah’ındır.
O, öyle bir gündür ki hiçbir kimse kimseye, hiçbir şeyle fâide vermiye muktedir olamayacakdır. O gün emir (yalınız) Allahındır.
O gün kimsenin kimseye faydası olmaz. O gün yetki sadece Allah'ındır.