بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِنَّ ٱلْفُجَّارَ لَفِى جَحِيمٍ ﴿١٤

Ve şüphesiz ki, kötüler de alevli ateştedirler.

— İbni Kesir

يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ ٱلدِّينِ ﴿١٥

Din günü oraya girerler.

— İbni Kesir

وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَآئِبِينَ ﴿١٦

Ve orada kaybolacak değildirler.

— İbni Kesir

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا يَوْمُ ٱلدِّينِ ﴿١٧

Din gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin.

— İbni Kesir

ثُمَّ مَآ أَدْرَىٰكَ مَا يَوْمُ ٱلدِّينِ ﴿١٨

Yine sen nereden bileceksin, din gününün ne olduğunu?

— İbni Kesir

يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِّنَفْسٍ شَيْـًٔاۖ وَٱلْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِّلَّهِ ﴿١٩

O, öyle bir gündür ki; kimse kimseye hiçbir şeyle fayda sağlamaz. Ve o gün, emir Allah'ındır.

— İbni Kesir

AYARLAR