بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

بِأَىِّ ذَنۢبٍ قُتِلَتْ ﴿٩

Hangi suçtan ötürü gömüldü? diye

— Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱلصُّحُفُ نُشِرَتْ ﴿١٠

Siciller açılıp yayıldığı zaman

— Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ كُشِطَتْ ﴿١١

Gökkubbe yıkıldığı zaman

— Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱلْجَحِيمُ سُعِّرَتْ ﴿١٢

Cehennem kızıştırıldığı zaman

— Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱلْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ ﴿١٣

Cennet yaklaştırıldığı zaman

— Seyyid Kutub

عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّآ أَحْضَرَتْ ﴿١٤

Herkes ne getirdiğini öğrenecektir.

— Seyyid Kutub

فَلَآ أُقْسِمُ بِٱلْخُنَّسِ ﴿١٥

Yemin ederim geri kalıp gizlenenlere.

— Seyyid Kutub

ٱلْجَوَارِ ٱلْكُنَّسِ ﴿١٦

Akıp giderken ışık verenlere.

— Seyyid Kutub

وَٱلَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ ﴿١٧

Kararan geceye.

— Seyyid Kutub

وَٱلصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ ﴿١٨

Soluk almaya başlayan sabaha.

— Seyyid Kutub

إِنَّهُۥ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ ﴿١٩

Şüphesiz o şerefli bir elçinin sözüdür.

— Seyyid Kutub

AYARLAR