بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَلَقَدْ رَءَاهُ بِٱلْأُفُقِ ٱلْمُبِينِ ﴿٢٣

Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü.

— Diyanet İşleri

وَمَا هُوَ عَلَى ٱلْغَيْبِ بِضَنِينٍ ﴿٢٤

O, gayb hakkında cimri değildir.

— Diyanet İşleri

وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَٰنٍ رَّجِيمٍ ﴿٢٥

Kur’an, kovulmuş şeytanın sözü değildir.

— Diyanet İşleri

فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ ﴿٢٦

(Hâl böyle iken) nereye gidiyorsunuz?

— Diyanet İşleri

إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَٰلَمِينَ ﴿٢٧

(27-28) O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür.

— Diyanet İşleri

لِمَن شَآءَ مِنكُمْ أَن يَسْتَقِيمَ ﴿٢٨

(27-28) O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür.

— Diyanet İşleri

وَمَا تَشَآءُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ رَبُّ ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٢٩

Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

— Diyanet İşleri

AYARLAR