بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

مُّطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ ﴿٢١

Muta orada, emîn.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Kendisine uyulandır, emindir.

— İbni Kesir

(19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür.

— Diyanet İşleri

Orada kendisine itaat olunandır, bir emindir.

— Hasan Basri Çantay

Orada kendisine itaat edilir, güvenilir.

— Seyyid Kutub

وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجْنُونٍ ﴿٢٢

Yoksa sahibiniz mecnun değil.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sizin arkadaşınız asla deli değildir.

— İbni Kesir

(Ey Kureyşliler!) Sizin arkadaşınız (Muhammed) bir deli değildir.

— Diyanet İşleri

Sizin saahibiniz bir mecnun değil.

— Hasan Basri Çantay

Arkadaşımız deli değildir.

— Seyyid Kutub

وَلَقَدْ رَءَاهُ بِٱلْأُفُقِ ٱلْمُبِينِ ﴿٢٣

Vallahi gördü onu açık ufukta.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; onu, apaçık ufukta görmüştür.

— İbni Kesir

Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü.

— Diyanet İşleri

Andolsun ki O (saahibiniz) onu apaçık ufukda görmüşdür.

— Hasan Basri Çantay

Şüphesiz (Muhammed) onu apaçık ufukta görmüştür.

— Seyyid Kutub

وَمَا هُوَ عَلَى ٱلْغَيْبِ بِضَنِينٍ ﴿٢٤

Ve o ğayb üzerine kıskanılır değil.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Gaybdan ötürü o, asla suçlu da değildir.

— İbni Kesir

O, gayb hakkında cimri değildir.

— Diyanet İşleri

O gaybden dolayı asla suçlu da değildir.

— Hasan Basri Çantay

O, gayb hakkında töhmet altında tutulamaz.

— Seyyid Kutub

وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَٰنٍ رَّجِيمٍ ﴿٢٥

Ve o bir racîm şeytanın sözü değil.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bu, kovulmuş şeytanın sözü değildir.

— İbni Kesir

Kur’an, kovulmuş şeytanın sözü değildir.

— Diyanet İşleri

O (Kur'an) da taşlanmış (koğulmuş) bir şeytanın sözü değil.

— Hasan Basri Çantay

O, kovulmuş şeytanın sözü değildir.

— Seyyid Kutub

فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ ﴿٢٦

Siz nereye gidiyorsunuz?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Böyleyken nereye gidiyorsunuz?

— İbni Kesir

(Hâl böyle iken) nereye gidiyorsunuz?

— Diyanet İşleri

O halde nereye gidiyorsunuz?

— Hasan Basri Çantay

O halde nereye gidiyorsunuz?

— Seyyid Kutub

إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَٰلَمِينَ ﴿٢٧

O hâlıs bir zikirdir âlemin için.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O; ancak alemler için bir öğüttür.

— İbni Kesir

(27-28) O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür.

— Diyanet İşleri

(27-28) O, aalemler için, (hele) sizden doğruluk isteyenler için bir öğüdden başkası değildir.

— Hasan Basri Çantay

O alemlere öğütten başka birşey değildir.

— Seyyid Kutub

لِمَن شَآءَ مِنكُمْ أَن يَسْتَقِيمَ ﴿٢٨

İçinizden müstekîm olmak dileyenler için.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sizden doğru olmak isteyenler için.

— İbni Kesir

(27-28) O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür.

— Diyanet İşleri

(27-28) O, aalemler için, (hele) sizden doğruluk isteyenler için bir öğüdden başkası değildir.

— Hasan Basri Çantay

Sizden düzelmeyi dileyenler için.

— Seyyid Kutub

وَمَا تَشَآءُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ رَبُّ ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٢٩

Fakat o âlemlerin Rabb’i Allah dilemeyince siz dilemezsiniz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Alemlerin Rabbı olan Allah dilemedikçe, sizler dileyemezsiniz.

— İbni Kesir

Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

— Diyanet İşleri

(Bununla beraber o doğruluğu) âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz.

— Hasan Basri Çantay

Ancak alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

— Seyyid Kutub

AYARLAR