بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَلَآ أُقۡسِمُ بِٱلۡخُنَّسِ ١٥

(Demek ki hakıykat, ey kâfirler, sizin dediğiniz gibi değildir). Andederim o (geceleri) geri dön (üb aydınlık neşr eden),

– Hasan Basri Çantay

ٱلۡجَوَارِ ٱلۡكُنَّسِ ١٦

Akıb akıb yuvalarına giden (yıldız) lara,

– Hasan Basri Çantay

وَٱلَّيۡلِ إِذَا عَسۡعَسَ ١٧

Karanlığa yöneldiği zaman geceye,

– Hasan Basri Çantay

وَٱلصُّبۡحِ إِذَا تَنَفَّسَ ١٨

Nefeslendiği dem sabaha ki,

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ لَقَوۡلُ رَسُولٖ كَرِيمٖ ١٩

Şüphesiz, muhakkak o (Kur'an) çok şerefli bir elçinin (getirdiği) kelâmdır.

– Hasan Basri Çantay

ذِي قُوَّةٍ عِندَ ذِي ٱلۡعَرۡشِ مَكِينٖ ٢٠

(Bir elçi ki) çetin bir kudrete mâliktir. Arşın saahibi (olan Allah) nezdinde çok i'tibarlıdır.

– Hasan Basri Çantay

مُّطَاعٖ ثَمَّ أَمِينٖ ٢١

Orada kendisine itaat olunandır, bir emindir.

– Hasan Basri Çantay

وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجۡنُونٖ ٢٢

Sizin saahibiniz bir mecnun değil.

– Hasan Basri Çantay

وَلَقَدۡ رَءَاهُ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡمُبِينِ ٢٣

Andolsun ki O (saahibiniz) onu apaçık ufukda görmüşdür.

– Hasan Basri Çantay

وَمَا هُوَ عَلَى ٱلۡغَيۡبِ بِضَنِينٖ ٢٤

O gaybden dolayı asla suçlu da değildir.

– Hasan Basri Çantay

وَمَا هُوَ بِقَوۡلِ شَيۡطَٰنٖ رَّجِيمٖ ٢٥

O (Kur'an) da taşlanmış (koğulmuş) bir şeytanın sözü değil.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu