بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِذَا ٱلصُّحُفُ نُشِرَتْ ﴿١٠

Amel defterleri açıldığı zaman,

— Diyanet İşleri

وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ كُشِطَتْ ﴿١١

Gökyüzü (yerinden) sıyrılıp koparıldığı zaman,

— Diyanet İşleri

وَإِذَا ٱلْجَحِيمُ سُعِّرَتْ ﴿١٢

Cehennem alevlendirildiği zaman,

— Diyanet İşleri

وَإِذَا ٱلْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ ﴿١٣

Cennet yaklaştırıldığı zaman,

— Diyanet İşleri

عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّآ أَحْضَرَتْ ﴿١٤

Herkes önceden hazırlayıp getirdiği şeyleri bilecektir.

— Diyanet İşleri

فَلَآ أُقْسِمُ بِٱلْخُنَّسِ ﴿١٥

(15-16) Andolsun, bir görünüp bir sinenlere, akıp gidip kaybolanlara,

— Diyanet İşleri

ٱلْجَوَارِ ٱلْكُنَّسِ ﴿١٦

(15-16) Andolsun, bir görünüp bir sinenlere, akıp gidip kaybolanlara,

— Diyanet İşleri

وَٱلَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ ﴿١٧

Andolsun, yöneldiği zaman geceye,

— Diyanet İşleri

وَٱلصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ ﴿١٨

Andolsun, aydınlandığı zaman sabaha ki,

— Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ ﴿١٩

(19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür.

— Diyanet İşleri

ذِى قُوَّةٍ عِندَ ذِى ٱلْعَرْشِ مَكِينٍ ﴿٢٠

(19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür.

— Diyanet İşleri

AYARLAR