بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَلۡيَنظُرِ ٱلۡإِنسَٰنُ إِلَىٰ طَعَامِهِۦٓ ٢٤

Öyle ya insan yiyeceğine bir baksın.

– İbni Kesir

أَنَّا صَبَبۡنَا ٱلۡمَآءَ صَبّٗا ٢٥

Doğrusu Biz; o suyu, bol bol indirdik.

– İbni Kesir

ثُمَّ شَقَقۡنَا ٱلۡأَرۡضَ شَقّٗا ٢٦

Sonra toprağı iyiden iyiye yardık.

– İbni Kesir

فَأَنۢبَتۡنَا فِيهَا حَبّٗا ٢٧

Böylece orada tane bitirdik.

– İbni Kesir

وَعِنَبٗا وَقَضۡبٗا ٢٨

Üzüm ve yonca,

– İbni Kesir

وَزَيۡتُونٗا وَنَخۡلٗا ٢٩

Zeytin ve hurma,

– İbni Kesir

وَحَدَآئِقَ غُلۡبٗا ٣٠

Sık ve bol ağaçlı bahçeler.

– İbni Kesir

وَفَٰكِهَةٗ وَأَبّٗا ٣١

Meyve ve mer'a.

– İbni Kesir

مَّتَٰعٗا لَّكُمۡ وَلِأَنۡعَٰمِكُمۡ ٣٢

Sizin ve hayvanlarınızın faydalanması için.

– İbni Kesir

فَإِذَا جَآءَتِ ٱلصَّآخَّةُ ٣٣

O büyük gürültü geldiği zaman;

– İbni Kesir

يَوۡمَ يَفِرُّ ٱلۡمَرۡءُ مِنۡ أَخِيهِ ٣٤

Kişinin kaçacağı gün; kardeşinden,

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu