بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

كـَلَّا لَمَّا يَقۡضِ مَآ أَمَرَهُۥ ٢٣

Gerçek (o insan, Allahın) emretdiği şeyleri yerine getirmemişdir.

– Hasan Basri Çantay

فَلۡيَنظُرِ ٱلۡإِنسَٰنُ إِلَىٰ طَعَامِهِۦٓ ٢٤

Öyle ya, o insan (bir kerre) yediğine baksın.

– Hasan Basri Çantay

أَنَّا صَبَبۡنَا ٱلۡمَآءَ صَبّٗا ٢٥

Hakıykat biz, o suyu (yağmuru) bol bol dökdük.

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ شَقَقۡنَا ٱلۡأَرۡضَ شَقّٗا ٢٦

Sonra toprağı iyiden iyi yardık.

– Hasan Basri Çantay

فَأَنۢبَتۡنَا فِيهَا حَبّٗا ٢٧

Bu suretle onda dâne (ler) bitirdik,

– Hasan Basri Çantay

وَعِنَبٗا وَقَضۡبٗا ٢٨

Üzüm (ler), yonca (lar),

– Hasan Basri Çantay

وَزَيۡتُونٗا وَنَخۡلٗا ٢٩

Zeytinlik (ler), hurmalık (lar),

– Hasan Basri Çantay

وَحَدَآئِقَ غُلۡبٗا ٣٠

Sık ve bol ağaçlı (diğer) bahçeler,

– Hasan Basri Çantay

وَفَٰكِهَةٗ وَأَبّٗا ٣١

Meyve (ler), mer'a (lar bitirdik).

– Hasan Basri Çantay

مَّتَٰعٗا لَّكُمۡ وَلِأَنۡعَٰمِكُمۡ ٣٢

(Bütün bunları biz) hem size, hem davarlarınıza fâide olarak (yapdık).

– Hasan Basri Çantay

فَإِذَا جَآءَتِ ٱلصَّآخَّةُ ٣٣

Fakat o kulakları sağır edercesine haykıracak olan ses geldiği zaman,

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu