بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَأَنتَ عَنۡهُ تَلَهَّىٰ ١٠

Sen ondan tegafül ediyorsun.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sen ona aldırmıyor, oyalanıyorsun.

– İbni Kesir

(8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.

– Diyanet İşleri

sen kendisini bırakıb da oyalanırsın.

– Hasan Basri Çantay

Sen onunla ilgilenmiyorsun!

– Seyyid Kutub

كـَلَّآ إِنَّهَا تَذۡكِرَةٞ ١١

Hayır hayır zinhar, çünkü o bir tezkiredir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sakın; çünkü bu, bir öğüttür.

– İbni Kesir

Hayır, böyle yapma! Çünkü bu (Kur’an) bir öğüttür.

– Diyanet İşleri

Sakın (bir daha böyle yapma Habîbim). Çünkü o (Kur'an) bir öğüddür.

– Hasan Basri Çantay

Asla olmaz böyle şey! Kur'an ayetleri birer hatırlatmadır öğüttür.

– Seyyid Kutub

فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ ١٢

Şimdi onu dileyen tezekkür etsin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dileyen onu düşünüp öğüt alır.

– İbni Kesir

Dileyen ondan öğüt alır.

– Diyanet İşleri

Binâen'aleyh dileyen onu beller.

– Hasan Basri Çantay

Dileyen onu düşünüp öğüt alır.

– Seyyid Kutub

فِي صُحُفٖ مُّكَرَّمَةٖ ١٣

O kıymetli sahifelerde tekrim edilir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O, çok şerefli sahifelerdedir.

– İbni Kesir

(13-16) O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.

– Diyanet İşleri

(13-14) O, (Allah indinde) çok şerefli, kadri yüce, tertemiz sahîfelerdedir.

– Hasan Basri Çantay

Sahifeler içindedirler, değerli, şanlı.

– Seyyid Kutub

مَّرۡفُوعَةٖ مُّطَهَّرَةِۭ ١٤

Yüksek tutulur mutahher (sahîfelerde).

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yüceltilmiş ve temizlenmiştir.

– İbni Kesir

(13-16) O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.

– Diyanet İşleri

(13-14) O, (Allah indinde) çok şerefli, kadri yüce, tertemiz sahîfelerdedir.

– Hasan Basri Çantay

Yükseltilen ve tertemiz tutulan (sahifeler)

– Seyyid Kutub

بِأَيۡدِي سَفَرَةٖ ١٥

Sefere ellerinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Katiblerin elleriyle.

– İbni Kesir

(13-16) O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.

– Diyanet İşleri

(15-16) Kıymetli, sevgili, takva saahibi kâtiblerin elleriyle (yazılmışdır).

– Hasan Basri Çantay

Taşıyıcıların ellerindedirler.

– Seyyid Kutub

كِرَامِۭ بَرَرَةٖ ١٦

Kiramı berabere.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kıymetli, saygıdeğer.

– İbni Kesir

(13-16) O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.

– Diyanet İşleri

(15-16) Kıymetli, sevgili, takva saahibi kâtiblerin elleriyle (yazılmışdır).

– Hasan Basri Çantay

(Allah'a göre) değerli ve çok iyi (yazıcı ve taşıyıcıların).

– Seyyid Kutub

قُتِلَ ٱلۡإِنسَٰنُ مَآ أَكۡفَرَهُۥ ١٧

O kahrolası insan ne nankör şey.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Canı çıksın o insanın. Ne de nankördür o.

– İbni Kesir

Kahrolası (inkârcı) insan! Ne nankördür o!

– Diyanet İşleri

O kahredilesi insan, ne nankördür o!

– Hasan Basri Çantay

Kahrolası insan ne kadar da nankördür.

– Seyyid Kutub

مِنۡ أَيِّ شَيۡءٍ خَلَقَهُۥ ١٨

O yaratan onu hangi şeyden yarattı?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Neden yaratmış onu?

– İbni Kesir

Allah, onu hangi şeyden yarattı?

– Diyanet İşleri

Onu (yaratan) hangi şeyden yaratdı?

– Hasan Basri Çantay

Allah onu hangi şeyden yarattı.

– Seyyid Kutub

مِن نُّطۡفَةٍ خَلَقَهُۥ فَقَدَّرَهُۥ ١٩

Bir nutfeden, yarattı da onu biçimine koydu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Meniden yarattı onu da, takdir etti.

– İbni Kesir

Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi.

– Diyanet İşleri

Bir damla sudan yaratdı da onu biçimine koydu.

– Hasan Basri Çantay

Nutfe (sperm)den. Onu yarattı ve ona biçim verdi.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ ٱلسَّبِيلَ يَسَّرَهُۥ ٢٠

Sonra ona yolunu kolaylattı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra ona tutacağı yolu kolaylaştırmış.

– İbni Kesir

Sonra ona yolu kolaylaştırdı.

– Diyanet İşleri

Sonra onun yolu (nu) kolaylaşdırdık

– Hasan Basri Çantay

Sonra ona yolu kolaylaştırmıştır.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu