بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَوۡمَ تَرۡجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ ٦

O gün ki sarsar râcife.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün; bir sarsıntı sarsar,

– İbni Kesir

(6-7) Büyük bir sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı izleyecektir.

– Diyanet İşleri

O gün sarsan sarsacak,

– Hasan Basri Çantay

O gün bir sarsıntı sarsar.

– Seyyid Kutub

تَتۡبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ ٧

Onu velyeder o râdife.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve peşinden bie başkası gelir.

– İbni Kesir

(6-7) Büyük bir sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı izleyecektir.

– Diyanet İşleri

onun ensesine binecek olan da ardından gelecek.

– Hasan Basri Çantay

Ardından bir başka sarsıntı gelir.

– Seyyid Kutub

قُلُوبٞ يَوۡمَئِذٖ وَاجِفَةٌ ٨

Yürekler o gün oynar kaygıdan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün kalbler titrer,

– İbni Kesir

O gün birtakım kalpler (tedirginlik içinde) şiddetle çarpacaktır.

– Diyanet İşleri

O gün kalbler (korku ile) titreyecek,

– Hasan Basri Çantay

O gün kalpler titrer.

– Seyyid Kutub

أَبۡصَٰرُهَا خَٰشِعَةٞ ٩

Gözleri kalkmaz saygıdan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gözler yere döner.

– İbni Kesir

Onların gözleri (korku ile) inecektir.

– Diyanet İşleri

(saahiblerinin) gözleri zilletle eğilecekdir.

– Hasan Basri Çantay

Gözler korkudan aşağı kayar.

– Seyyid Kutub

يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرۡدُودُونَ فِي ٱلۡحَافِرَةِ ١٠

Diyorlar ki: biz, gerçek döndürülecek miyiz o hufrede.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz, eski halimize mi döndürüleceğiz? derler.

– İbni Kesir

Şöyle derler: “Biz gerçekten gerisin geriye eski hâlimize mi döndürüleceğiz?”

– Diyanet İşleri

Onlar derler ki: «Biz mi saahiden eski haale döndürülmüş olacağız»?

– Hasan Basri Çantay

Diyorlar ki: «Biz yine eski halimize döndürülecek miyiz?

– Seyyid Kutub

أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا نَّخِرَةٗ ١١

Ya ufalanmış kemikler olduğumuz vakti ha?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ufalanmış kemikler olduğumuz vakit mi?

– İbni Kesir

“Bizler çürümüş kemiklere döndükten sonra mı?”

– Diyanet İşleri

«Biz çürüyüb dağılmış kemikler olduğumuz vakit mı?»

– Hasan Basri Çantay

Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha?

– Seyyid Kutub

قَالُواْ تِلۡكَ إِذٗا كَرَّةٌ خَاسِرَةٞ ١٢

O dediler: o halde husranlı bir dönüş.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O takdirde bu, zararlı bir dönüştür, derler.

– İbni Kesir

“Öyle ise bu hüsran dolu bir dönüştür” dediler.

– Diyanet İşleri

Dediler: «Öyle ise bu (yeni hayâta dönüş) ziyanlı bir dönüşdür».

– Hasan Basri Çantay

Öyle ise bu, ziyanlı bir dönüştür» dediler.

– Seyyid Kutub

فَإِنَّمَا هِيَ زَجۡرَةٞ وَٰحِدَةٞ ١٣

Fakat o zorlu bir kumandadır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu o, bir tek çığlıktır.

– İbni Kesir

Hâlbuki o, bir haykırıştan (sûr’un üfürülmesinden) ibarettir.

– Diyanet İşleri

Fakat o, ancak bir tek haykırışdır.

– Hasan Basri Çantay

Doğrusu bir tek çığlık yetecektir.

– Seyyid Kutub

فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ ١٤

Bakarsın uyanmışlar hepsi meydandadır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ki o zaman, hepsi toprağın yüzüne dökülecektir.

– İbni Kesir

Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.

– Diyanet İşleri

Ki o zaman onlar (görürsün ki) hemen (diri olarak) toprağın yüzündedirler.

– Hasan Basri Çantay

Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir.

– Seyyid Kutub

هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ ١٥

Geldi ye sana Musâ’nın kıssası?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa'nın haberi geldi mi sana?

– İbni Kesir

(Ey Muhammed!) Mûsâ’nın haberi sana geldi mi?

– Diyanet İşleri

Sana (Habîbim) Musânın haberi geldi (değil) mi?

– Hasan Basri Çantay

Musa'nın haberi sana geldi mi?

– Seyyid Kutub

إِذۡ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوًى ١٦

O vakit ki ona Rabb’i nidâ etmişti o mukaddes vadîde: Tuvada.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani Rabbı ona; mukaddes vadide, Tuva'da şöyle seslenmişti:

– İbni Kesir

Hani, Rabbi ona mukaddes Tuvâ vadisinde şöyle seslenmişti:

– Diyanet İşleri

Hani Rabbi ona mukaddes «Tuvaa» vadisinde (şöyle) nida etmişdi :

– Hasan Basri Çantay

Tuva'da, kutsal bir vadide, Rabbi ona şöyle hitab etmişti:

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu