بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَبُرِّزَتِ ٱلۡجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ ٣٦

Ve Cahîm hortlatıldığı vakit, görür kimseler için.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Cehennem, bakan herkese apaçık gösterilir.

– İbni Kesir

Cehennem, görenler için apaçık bir şekilde gösterilir.

– Diyanet İşleri

o alevli ateş (cehennem), görecek (her) kimseye apaçık gösterildiği (zaman).

– Hasan Basri Çantay

Gören kimseler için cehennem ortaya çıkarılmıştır.

– Seyyid Kutub

فَأَمَّا مَن طَغَىٰ ٣٧

Artık her kim azgınlık etmiş.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Artık kim haddini aşmışsa.

– İbni Kesir

(37-39) Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır.

– Diyanet İşleri

Artık kim haddi aşarak küfretmiş,

– Hasan Basri Çantay

Artık kim azmışsa.

– Seyyid Kutub

وَءَاثَرَ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا ٣٨

Dünya hayatı tercih eylemiş ise.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve kim dünya hayatını tercih etmişse;

– İbni Kesir

(37-39) Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır.

– Diyanet İşleri

dünyâ hayâtını tercîh eylemişse,

– Hasan Basri Çantay

ve şu yakın hayatı yeğlemişse.

– Seyyid Kutub

فَإِنَّ ٱلۡجَحِيمَ هِيَ ٱلۡمَأۡوَىٰ ٣٩

Muhakkak Cahîmdir onun varacağı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki onun varacağı yer; cehennemdir.

– İbni Kesir

(37-39) Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır.

– Diyanet İşleri

işte muhakkak ki o alevli ateş (cehennem) onun varacağı yerin ta kendisidir.

– Hasan Basri Çantay

Onun barınağı cehennemdir.

– Seyyid Kutub

وَأَمَّا مَنۡ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ وَنَهَى ٱلنَّفۡسَ عَنِ ٱلۡهَوَىٰ ٤٠

Herkim de Rabbi’nin makamından korkmuş ve nefsi hevadan nehy eylemiş ise.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kim de Rabbının makamından korkup da nefsini heveslerden alıkoyduysa;

– İbni Kesir

(40-41) Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır.

– Diyanet İşleri

Amma, kim Rabbinin makaamından korkdu, nefsini hevâ (ve hevesin) den alıkoyduysa,

– Hasan Basri Çantay

Ancak kim Rabbinin huzurunda durup hesap vermekten korkmuş ve nefsini kötü heveslerden menetmişse.

– Seyyid Kutub

فَإِنَّ ٱلۡجَنَّةَ هِيَ ٱلۡمَأۡوَىٰ ٤١

Muhakak cennettir onun varacağı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki onun varacağı yer, cennettir.

– İbni Kesir

(40-41) Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır.

– Diyanet İşleri

işte muhakkak ki cennet onun varacağı yerin ta kendisidir.

– Hasan Basri Çantay

Onun barınağı da cennettir.

– Seyyid Kutub

يَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلسَّاعَةِ أَيَّانَ مُرۡسَىٰهَا ٤٢

Sana o saattan soruyorlar: ne zaman demir atması?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sana kıyametin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar.

– İbni Kesir

Sana, kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar.

– Diyanet İşleri

Sana o saati (kıyameti), onun ne zaman demir atacağını sorarlar.

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! Senden kıyametin ne zaman gelip çatacağını sorarlar.

– Seyyid Kutub

فِيمَ أَنتَ مِن ذِكۡرَىٰهَآ ٤٣

Nerde senden onu anlatması?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Senin neyine onun zamanını bildirmek.

– İbni Kesir

Onu bilip söylemek nerede, sen nerede?

– Diyanet İşleri

Sende ona âid şey (bilgi) yokdur ki anlatasın.

– Hasan Basri Çantay

Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede?

– Seyyid Kutub

إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَىٰهَآ ٤٤

Rabbinedir onun müntehası.

– Elmalılı Hamdi Yazır

En sonunda o, ancak Rabbına aittir.

– İbni Kesir

Onun nihai bilgisi yalnız Rabbine âittir.

– Diyanet İşleri

Onun nihayet (ilm) i ancak Allaha (dayanır).

– Hasan Basri Çantay

Onun bilgisi Rabbine aittir.

– Seyyid Kutub

إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخۡشَىٰهَا ٤٥

Sen ancak bir münzirisin ondan haşyet duyacakların.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sen, ancak O'ndan korkanı uyaransın.

– İbni Kesir

Sen, ancak ondan korkanları uyarıcısın.

– Diyanet İşleri

Sen ondan korkacak kimselere ancak o tehlikeyi haber verensin.

– Hasan Basri Çantay

Sen ancak, ondan korkacak olanları uyarırsın.

– Seyyid Kutub

كَأَنَّهُمۡ يَوۡمَ يَرَوۡنَهَا لَمۡ يَلۡبَثُوٓاْ إِلَّا عَشِيَّةً أَوۡ ضُحَىٰهَا ٤٦

Onu görecekleri gün onlar, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve onlar onu gördükleri gün; sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti kalmış gibi olurlar.

– İbni Kesir

Kıyameti gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler.

– Diyanet İşleri

Onlar bunu görecekleri gün sanki (günün) bir akşamından, yahud bir kuşluğundan başka durmamışlardır.

– Hasan Basri Çantay

Onlar onu gördükleri zaman sanki dünyada bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu